MHP'li Ersoy Uyardı: Hiçbir Ülke Tek Başına Kurtulamaz
Haber Detayı
10 Haziran 2022 - Cuma 18:56 Bu haber 3433 kez okundu
 
MHP'li Ersoy Uyardı: Hiçbir Ülke Tek Başına Kurtulamaz
MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, hiçbir ülkenin tek başına kurtuluş şansının olmadığını belirterek, dikkat çeken uyarılarda bulundu.
ADANA HABERLERİ Haberi
MHP'li Ersoy Uyardı: Hiçbir Ülke Tek Başına Kurtulamaz

TBMM Genel Kurulu’nda Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine MHP grubu adına TBMM Genel Kurulu’nda konuşan TBMM Çevre Komisyonu Üyesi ve MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, küresel iklim değişikliğiyle oluşabilecek tehditlerin önlenmesi için Türkiye'nin önemli adımlar attığını ancak bu mücadelede hiçbir ülkenin tek başına kurtuluş şansının olmadığını belirterek, tüm dünyanın zaman kaybetmeden birlikte harekete geçmesi gerektiğini ve Türkiye'nin ise mücadele için yasal altyapıya ihtiyacının olduğunu söyledi.

 

İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE EDEN HİÇBİR ÜLKENİN TEK BAŞINA KURTULUŞ ŞANSI YOKTUR

 

Dünyanın her yerinde yayılan sera gazının yerküredeki etkisi aynıdır. Etkili bir eylem için küresel iş birliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Küresel ısınma dünyanın her yerini etkilerken bu etkiler bölgesel olarak farklılık göstermektedir. İklim kriziyle mücadelede hiçbir ülkenin tek başına kurtuluş şansı yoktur; tüm dünya daha fazla zaman kaybetmeden birlikte harekete geçmelidir. Küresel olarak yıllardır süregelen su, tarım ve enerji politikalarını değiştirme yönünde karar alınması artık bir tercih değil bir zorunluluktur. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için hep birlikte katılımcı ve kalıcı çözümler getirmeliyiz. 

 

TÜRKİYE, TEHDİTLERİN AZA İNDİRGENEBİLMESİ İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR ATTI

 

Ülke olarak, hızlı karar alma ve uygulama imkânı sağlayan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin katkısıyla, küresel iklim değişikliğiyle oluşabilecek tehditlerin önlenmesi veya en aza indirgenebilmesi için önemli adımlar atıldı. Bu bağlamda dünyaya örnek sıfır atık projesiyle evsel atıklarda geri kazanım oranı 5 puan daha yükseltilerek yüzde 22'den yüzde 27'e çıkarılmıştır. Diğer bir ifadeyle, evlerimizde, iş yerlerimizde ürettiğimiz her 4 birim atıktan biri geri kazanılarak tekrar doğal döngüye dâhil edilmiştir. Her damlasına sahip çıkmamız gereken sularımızın korunmasında da önemli gelişme sağlanmış, arıtılarak geri kullanılan su oranı yüzde 10 artırılmıştır. Mavi Bayraklı plaj sayısı 519'dan 531'e yükseltilmiştir.

 

ÜÇ BOYUTLU NEFES YAZILIMI GELİŞTİRİLDİ

 

Yerli ve millî imkânlarla, hava kirliliğine neden olan noktaları ve kirlilik kaynaklarının tespitinde, 5 metreye kadar kısa mesafeleri dahi ölçebilen 3 boyutlu "NEFES" yazılımı geliştirilmiştir. Avrupa'nın ve ülkemizin ilk karbon nötr biyorafineri tesisi hizmete açılmış ve bu yakıtla ilk uçuş gerçekleştirilmiştir. Kurulu güçte 4 bin megavat üzerinde bir artış yaşanmış, bunun neredeyse tamamı da yenilenebilir yani çevre ve iklim dostu temiz enerji kaynaklarından sağlanmıştır. Aralarında hâlihazırda Türkiye'nin en büyüğü olan Başkent Millet Bahçesi de olmak üzere, 3 milyon metrekarelik alana sahip olan 27 millet bahçesi açıldı. Dünyanın en büyük 5'inci bahçesi olacak Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nin de ilk fidanları topraklarla buluşturuldu. Yine, çok sayıda otoyol, köprü ve tünelle hem ulaşım kolaylaştı hem zamandan hem de akaryakıttan tasarruf sağlanarak hava kirleticilerinin salımı böylelikle önlenmiş oldu.

 

TÜRKİYE HEDEFİNİ DÜNYAYA İLAN ETTİ

 

Sadece ulusal değil, uluslararası bazda da birçok adımlar atılmıştır. Bu çerçevede, geçen yılın Mart ayında yüksek küresel ısınma potansiyelleri sebebiyle iklim değişikliğini olumsuz etkileyen soğutma gazlarının üretimini ve tüketimini aşamalı olarak azaltmayı öngören Kigali Değişikliği'ne taraf olduk. Eylül ayında 76'ncısı gerçekleşen Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından "2053 Net Sıfır Emisyon" hedefimiz dünya kamuoyuna ilan edildi. Akabinde, siz değerli milletvekillerimizin desteğiyle, geçtiğimiz ekim ayında Paris İklim Anlaşması'na taraf olduk. Küresel sorun, iklim değişikliğiyle daha güçlü bir mücadele için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeniden yapılandırılarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak hizmet vermeye başladı ve bakanlığa bağlı müstakil bir İklim Değişikliği Başkanlığı kuruldu. Bu senenin ilk çeyreğinde cıva ve bileşiklerinin sağlıklı yönetimini konu edinen Minamata Sözleşmesi'ne yine Gazi Meclisimizin takdiriyle taraf olduk.

 

KONUYA DAHA BÜYÜK HASSASİYET GÖSTERMEMİZİ SAĞLAYAN OLAYLAR

 

Yakın geçmişimizde yaşadığımız doğal afetler ve orman yangınları üzüntülü günler geçirmemize neden oldu. Aslında, bu üzücü hadiseler, oluş ve etkileriyle bizim bu konuya daha büyük bir hassasiyet göstermemizi sağladı; dünyada da bu hassasiyetin oluştuğunu görebiliyoruz. Çevresel hassasiyetin gelişimi, malumunuz, son elli yıl içinde oluştu. Aşırı DDT kullanımı, Güney Kutup bölgesinde ozon tabakasındaki incelme, Sanayi Devrimi'nin başladığı Avrupa ülkelerinde görülen hava kirliliğinin yol açtığı binlerce ölümler, Amerika'da yaşanan petrol sızıntılarının yol açtığı milyonlarca canlı kıyımı kamuoyunun dikkatini çekmiş ve uluslararası alanda yasal altyapının oluşmasında mihenk taşı olmuşlardı. Ülkemizde de geçtiğimiz yıl ekolojik açıdan çok sayıda yıkıcı afete tanık olduk. Karadeniz'de aşırı yağışlara bağlı oluşan seller, güneyimizde âdeta ciğerlerimizi dağlayan yangınlar ne yazık ki hafızalarımıza kazınan, istenmeyen türden hadiselerdi. Ancak bu afetler karşısında da oldukça proaktif hareket ettik, afetlerin etkilerini silmek için devlet, millet el ele seferber olduk. Tarihimizde ilk defa canımızı acıtan yangınlar sonrası alanında uzman akademisyenlerin katılımıyla bir ekolojik kurtarma çalışması yürütüldü. 

 

MÜSİLAJLA MÜCADELEDE, MARMARA DENİZİ EYLEM PLANI

 

Keza, dünyanın en küçük iç denizi unvanına sahip Marmara'mızı saran, günlerce koku ve görüntü kirliliğiyle beraber ulaşımın, balıkçılığın, turizm faaliyetlerinin sekteye uğradı ekolojik felaket müsilaj sorununu da unutmadık. Müsilajla mücadele noktasında ilk olarak 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı hazırlandı, "Marmara hepimizin." şiarıyla hareket edilerek kıyısı bulunan illerin belediye ve büyükşehir belediye başkanlarının da altına imza koydukları, diğer bir ifadeyle uygulayacaklarını taahhüt ettikleri bir çıktı oldu bu eylem planı. Plan kapsamında 8 Haziran 2021'de müsilaj temizliği seferberliği başlatıldı ve bir ay gibi kısa bir sürede yüzeydeki müsilaj temizlendi. Marmara Denizi'ndeki çözünmüş oksijen seviyesini yükseltmek üzere 4 bölgeye oksijen zenginleştirici cihaz yerleştirildi, atık su deşarj limitleri daha da sıklaştırıldı. Böylece 10 bini aşkın çevre denetimi gerçekleştirildi, Marmara Denizi özel çevre koruma alanı ilan edildi. Gazi Meclisimiz de çalışmalarda üzerine düşeni yapmış, müsilajla ilgili bir araştırma komisyonu kurarak çalışmalara destek vermişti.

 

MÜCADELE İÇİN YASAL ALTYAPIYA İHTİYACIMIZ VAR

 

Müsilajla mücadelede oldukça başarılı bir yol izledik, güzel sonuçlar da aldık ancak böylesi hadiselerin tekrarını önlemek adına daha kalıcı eylemler gerekiyor. Bunlar için de yasal altyapıya ihtiyaç var yani mevzuatın günün koşullara uygun hâle gelmesi gerekiyor. Peki, şimdi, burada görüşmelerine başladığımız kanun değişikliği neler getiriyor? Aslında temel gerekçe, müsilaj ve benzeri olumsuzlukları önlemek yani doğamızı, denizlerimizi ve çevremizi korumak. Düzenlemeyle, atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtmaya dönüşümü amaçlanıyor; bunun kamu-özel iş birliğiyle yapılmasının önünü açıyoruz. Belirtilen süre içerisinde ilgili yönetimce herhangi bir işlemin yapılmaması hâlinde bu tesislerin bakanlık eliyle yapılabilirliğinin de yasal altyapısını oluşturuyoruz. 

 

ARITILMIŞ ATIK SUYUN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

 

Doğal su kaynaklarımızı korumak için ilave bir adım daha atılıyor. Bu kanunda, arıtılmış atık suyu yeniden proseslerinde veya tesislerinde kullananlara teşvik verilerek suyun geri kazanımı sağlanmış olacak. Çok önemli diğer bir adım da enerji giderlerinin tamamını karşılayabilecek bir çözüm üretilmesidir. Yani bir işletme veya belediye, arıttığı atık suyu sulamada, soğutmada veya daha farklı bir amaçla tekrar kullandığını, bu esnada da normal su kaynaklarını kullanmadığını belgelendirildiğinde enerji giderleri bakanlıkça desteklenecek. Bu kanun teklifimizin ülkemize, milletimize ve insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

 

Resim

 

 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: MHP Adana Milletvekili, Ayşe Sibel Ersoy, hiçbir ülke, tek başına, kurtuluş şansı, yok, tüm dünya, birlikte, hareket etmeli, Çevre, TBMM, mücadele, MHP
Yorumlar
Haber Yazılımı