Bahçeli'den 2023 Seçimlerine Yönelik Büyük Rest
Haber Detayı
10 Mayıs 2022 - Salı 13:11 Bu haber 3857 kez okundu
 
Bahçeli'den 2023 Seçimlerine Yönelik Büyük Rest
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine yönelik resmen rest çekti.
MHP Haberi
Bahçeli'den 2023 Seçimlerine Yönelik Büyük Rest

CHP'de tartışması süren Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda değerlendirmelerde bulunurken, adaylık tartışması yapılan Ekrem İmamoğlu'na mertçe adaylığını açıklaması çağrısı yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, muhalefet cenahında kim aday olursa olsun Cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan'ın kazanacağını belirterek, 2023'te esas kazananın MHP, Cumhur İttifakı ve Türk Milleti olacağını söyledi.

 

RAMAZAN BAYRAMINI, MANA VE RUHUNA MÜZAHİR BİR ŞEKİLDE KUTLADIK

 

Geçtiğimiz hafta mübarek Ramazan Bayramı’yla müşerref olduk, bayram günlerinin müstesna heyecanını milletçe ve hep birlikte yaşadık. Bu nedenle grup toplantımıza ara verdik. Kovid-19 salgının iyice zayıfladığı, menhus etkisinin en aza indiği bir dönemde umutla karşıladığımız Ramazan Bayramı’nı mana ve ruhuna müzahir şekilde kutladık. Doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olan aziz Türk milleti bayramlaşmanın mehabetiyle, vuslatın muhabbetiyle, kucaklaşmanın meftuniyetiyle kenetlendi. Bayram münasebetiyle gönüller alındı, ziyaretler yapıldı, mesafeler kısaldı, dargınlıklar atıldı, küçükler sevildi, büyükler saygıyla hatırlandı. Bayramlar, bizi bir yapan, aynı hissiyatla yoğuran, tecelli eden birlik ve kaynaşma halinden bir millet ve medeniyet incisi çıkaran kültürel ve manevi kaynaklarımızdan birisidir.

 

EL ELE VERDİĞİMİZ MÜDDETÇE HİÇBİR OYUN BİZE SÖKMEZ

 

Bayram kardeşliktir, barıştır, kader ortaklığıdır, milli karakterin karşılıklı diyalog ve ilişkiler kalıbına dökülmesidir. Bizi ayırmaya, ayrıştırmaya, aramıza fitne tohumları saçmaya heveslenen menfur çevrelere en güçlü cevaplardan birisi hiç kuşkusuz bayramlardır. Bayram vesilesiyle sergilediğimiz birlik ve dayanışma ruhunu şayet hayatın ve zamanın diğer etaplarına taşıyabilirsek inanıyorum ki, hiçbir alçak emel, hiçbir hain hedef surumuzda gedik açamayacaktır. El ele verdiğimiz müddetçe hiçbir oyun bize sökmeyecektir. Omuz omuza duruş sergilediğimiz sürece kanlı ve kalleş senaryoların akıbeti sadece yırtılıp atılmak olacaktır. Hakkâri’den uzanan eli Edirne’de tutan, Trabzon’dan uzatılan ikramı Mersin’de alan, Kars’tan söylenen selama İzmir’de aleyküm selam diyen milli yürekler oldukça ve bu asil yürekler toplu vurdukça, ne tefrikanın hükmü geçecek, ne de tezviratın hücumu sonuç verecektir.

 

TÜRK MİLLETİ TARİH BOYUNCA MAZLUMA SES, ZALİME SET OLDU

 

Türk milleti bayramıyla, barışıyla, bayrağıyla, bakışıyla, bağımsızlığıyla, bağlanışıyla, tüten bacasıyla, açık bahtıyla tarih boyunca mazluma ses, zalime de set olmuştur. Bu duruş şanlı mazimizin altın sayfalarından aynısıyla tebarüz edilmiş, bundan sonra da tezahürüyle birlikte dosta güven düşmana korku salmaya Allah’ın izniyle devam edecektir. Siz değerli arkadaşlarımın, aziz milletimizin, Türk-İslam âleminin bir kez daha Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyor, Allah’tan tekrarına hep birlikte ulaşmayı diliyorum.

 

MERTLİK NEMERTLİKLE AŞAĞILANIRSA, TOPLUM HUZURU SARSILIR

 

Öz, kabuk tarafından esir alınırsa, maneviyatın yerini maddiyat alırsa, samimiyet sahtelikle aşınırsa, dürüstlük dalavereyle alçalırsa, mertlik namertlikle aşağılanırsa hayatın ve siyasetin olağan akışı tıkanmakla kalmayacak, insan ve toplum huzuru bütünüyle sarsılacaktır. İkbal hırsları ilkesel hassasiyetlerinin, ülke haysiyetlerinin önüne geçen siyasetçilerin vatana ve millete sadakat duymaları, sevgi beslemeleri, kalpten hizmet etmeleri boş bir beklentidir. Hadiselerin akış demetine hesabi yaklaşanların ne sözü sözdür ne de adamlıkları bahis mevzudur. Bugüne kadar milletimizin sinesinden öyle muhteşem ve mücessem namus insanları çıkmıştır ki, tıpkı bir dağ silsilesini geziyor gibi, her seferinde onların bir başka zirvede görülmesi mukadder bir akıbet olmuştur.

 

TAŞIDIĞIMIZ EMANET, VATANA VE MİLLETE BİN DEFA HELALİ HEDİYEDİR

 

Yeri gelince emeğini, yeri gelince alın terini, yeri gelince malını, yeri gelince de canını vatanı ve milleti için feda etmekten zerre miskal kaçınmayan fedakârlık simgeleri her zaman geleceğimize ışık tutmuşlardır. Çıkarlarıyla değil çınar gibi yüksek iradeleriyle var olan feragat timsalleri tarihe hem nam hem de iz bırakmışlardır. Bu değerlerimizin hatırı bizim nezdimizde tarifsiz ve tanımsızdır. Nefislerini terbiye etmiş yüce gönül sahipleri bizim her zaman ilhamımızdır. Kibrin tasallutuna boyun eğen, cehalet ve dalaletlerini cüretkarlık şalıyla örten zübük zadelerin maalesef kaynağı halen kurumamıştır. Merhum Yahya Kemal Beyatlı diyor ki, “bu halka vakfedecek milk-ü malimiz yoktur, beş on gazelle şu kalb-i harabdan başka.”  Bizim ise vakfedecek yegâne mülkümüz, vazgeçecek yegâne mirimiz bilinmesini isterim ki, taşıdığımız can emanetinden başka bir şey değildir. Ve bu vatana, bu millete, bu devlete de bin defa helali hediyedir.

 

BOZUK ZİHNİYETLİLER, BİZİM TAHAYYÜLÜMÜZÜ ANLAYAMAZ

 

İstismarı ve inkârı siyasi mücadelelerinin cümle kapısı haline getirmiş bozuk ve bulanık zihniyet sahiplerinin bizim tavrımızı, bizim tarzımızı, bizim tahayyülümüzü anlaması eşyanın tabiatına aykırıdır. Siyasetteki gelecek tasavvurlarını dış mihrakların insaf ve icazetine bağlayan yerli işbirlikçi güruh her fırsatı ganimete çevirmenin kuralsızlığıyla ve kurnazlığıyla meşguldür. Tanzimat devrinde Batı’yı taklit etmek suretiyle gerilemenin ortadan kalkacağını iddia eden bir avuç kaygısız zümre ve kaymak tabaka, bu yolla İmparatorluğumuzu ayakta tutan iç dinamiklerin yıkılışına bilerek ya da bilmeden hizmet etmişlerdi. O yıllarda, hatırlı ve yetkili bazı devlet ricaline hâkim olan yabancıların gözüne şirin görünme, onların ağzına bakma merakı ne yazık ki makûs talihin, meşum tarihsel anların çatısını örmüştü. Bugün de ülkemizin asıl sorunlarından birisi değişmeyen bu kafa yapısıdır. Türkiye’nin siyasi ve demokratik varlığına, egemen devlet vasfına, tarihsel kazanım ve çıkarlarına yabancı başkentlerin prizmasından bakanlar düştükleri zilleti, yuvarlandıkları rezaleti fark edemeyecek kadar körleşmiş ve kaskatı kesilmişlerdir.

 

ONLARIN HEPSİ SİYASETİN SAĞ VE SOL KANADINA KAPILANDI

 

CHP yönetimi bizatihi kendi geçmişiyle, mirasına konduğu tarihi birikimle, dahası aziz Atatürk’ün tam bağımsızlık idealiyle tenakuz halindedir. Öyle bir zaman aralığındayız ki, maalesef dağda çakal, ormanda tilki kalmamış, hepsi siyasetin sağ ve sol kanadına kapılanmıştır. CHP’ye bakınız bunu görürsünüz. Zillet ittifakının diğer paydaşlarına bakınız aynısıyla karşılaşırsınız. Aylardır devam edegelen cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusuna henüz kalıcı bir cevap verilebilmiş değildir. Israrlı arayışlar inatçı görüş ayrılıklarını derinleştirmiştir. Zillet ittifakı partileri birbirlerine çalım atmayı, minder dışına itmeyi, birbirlerini faka bastırmayı, zorda bırakmayı adeta meslek edinmişlerdir. CHP’de hayır yoktur, umut yoktur, gelecek yoktur. Çünkü CHP yönetiminin, ismi tedavüle sokulan müzmin aday adaylarının itibarı yoktur, iradesi yoktur, inandırıcılığı hiç yoktur.

 

O BAŞKAN ŞEHRİNİ BIRAKIP KARADENİZ'DE NE ARADI?

 

Kılıçdaroğlu’nun aday olma iştahı, aday gösterilme isteği her seferinde yeni bir karşı duruşla kırılmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bayramda Karadeniz turuna çıkıp Trabzon ve Rize’de belediye bütçesiyle dar katılımlı mitingler düzenlemesi ortamı tekrar kızıştırmış, 6+1 formatlı masaya baskı kurmuştur. Bizim anlayamadığımız, açıklamakta müşkülat çektiğimiz can alıcı husus, bu belediye başkanının hangi şehrimizin siyasi sorumluluğunu üstlenmiş olduğudur. Otobüse doldurduğu gazetecilerle bu belediye başkanı nereye gidiyor? Hangi gizli ve siyasi gündemlerin peşinden sürükleniyor? Doğrusunu isterseniz biz de merak içindeyiz, İstanbul’un şehremini bayram günlerinde Karadeniz’de ne aramıştır? İstanbul’u yüz üstü bırakıp gitmesi siyasi ahlakın neresine sığmıştır? Bir belediye başkanının şehrini terk edip siyasi hesaplar içine girmesi, vızır vızır ortalıkta gezinmesi hangi akla, hangi amaca hizmettir?

 

CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAK İSTİYORSAN MERTÇE İTİRAF ET

 

Bu şahıs, cumhurbaşkanı adaylığı için sorulan bir soruya, “bu sadece siyasetin işi değil, 6’lı masanın işi değil, milletin işidir” cevabını vermek suretiyle Genel Başkanı’yla açık bir çatışma içine girmekte herhangi bir beis ve sakınca görmemiştir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı şayet cumhurbaşkanı adayı olmak arzusundaysa, dış bağlantılı bir talimat veya tembihat almışsa, karşımıza çıkıp mertçe itiraf etsin, etsin ki, biz de ona göre muamele, ona göre mukabele edelim. Bizim tespitimiz nettir ve o da şudur: İstanbul, İstanbul olalı böylesi bir zillet, böylesi bir hezimet ne görmüş ne de yaşamıştır. Asıl vız gelecek tırıs gidecek şahıs İmamoğlu’dur ve iradesi de ipoteklidir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, emanetine tevdi edilen göreve layık olmadığını defalarca ispatlamıştır. İstanbul ziyan edilmiştir. İstanbul kaderiyle baş başa bırakılmıştır. Bu ayıbın kara lekesi hem belediye başkanının hem de parti yönetiminin alnına kazınmıştır.

 

O CENAHTA, SULAR DURULMAZ, FIRTINA DİNMEZ

 

Kılıçdaroğlu, “bayramı karamsar geçirdik. Gülümsemeyi unuttuk.” diye mesaj yayımlamış. Sayın Kılıçdaroğlu bayramda bol yıldızlı otellerde tatil keyfi sürerken neşeni kaçıran, seni karamsarlığa iten asıl sebep İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında oturan zattan başkası olmadığını artık çocuklar bile duymuştur. Bu gidişle Kılıçdaroğlu’nun merhum şairimiz Akif’in şu dizelerini okuması hiç kimseyi şaşırtmamalıdır: “İlâhî! Pek bunaldım, nerde nurun? Nerde gufranın? Cehennem gezdirip dursun mu afakımda hicranın?” CHP’de sular durulmaz. CHP’de fırtına dinmez. CHP’de fitne bitmez. Çünkü CHP kulislerin, kuryelerin, hiziplerin, menfaat yarışlarının partisidir.

 

CUMHUR İTTİFAKI 2023'TE SANDIKTAN VOLKAN AĞZI GİBİ FIŞKIRACAK

 

Zillet ittifakı kimi aday çıkarırsa çıkarsın, 2023 yılının Haziran ayında sandıktan volkan ağzı gibi fışkıracak, sağanak olup yağacak, sel olup taşacak, sevda olup bayraklaşacak irade Cumhur İttifakı’dır, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da yeniden ve açık ara farkla seçilecektir. Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey söz konusu olamayacaktır. Türk milleti belirsizliğe prim vermez. Türk milleti kuzguna gönül vermez. Türk milleti maceraya heves etmez. Verir oyunu sağlam iradeye, bozar alayını inceden inceye.

 

2023'TE KAZANAN MHP VE CUMHUR İTTİFAKI OLACAK

 

2023’de Cumhuriyeti’mizin yüzüncü yıl dönümünü cumhurun muazzam başarısıyla süsleyeceğiz. MHP'nin TBMM’de milletvekili sayısı itibariyle çok güçlü bir şekilde temsili için adeta ışık hızıyla çalışacağız. Kurtuluşumuzun aziz hatıraları, kuruluşumuzun mümtaz hakikatleri zilleti yıkıp geçecek, cumhuru yeniden yükseltecektir. 2023’de yalan, yıkım ve yozlaşma kaybedecektir. 2023’de ihanet, ilkellik ve işbirlikçilik kaybedecektir. 2023’de tarih tekerrür edecek, müstevliler ve onların taşeronları mağlup edilecektir. Kazanan Türkiye, kazanan Türk milleti, kazanan Türk vatanı, kazanan Cumhur İttifakı, kazanan MHP olacaktır.

 

Resim

 

 

 

 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: MHP Genel Başkanı, Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı, Milletvekilliği, seçimleri, 2023 Seçimi, yönelik, resmen, rest çekti, MHP, Cumhur İttifakı, kazanan
Yorumlar
Haber Yazılımı