MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi hedef alan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’a tepki gösteren MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, tüm siyasetini Ak Parti ile Cumhur İttifakı kapsamında birlikte hareket eden MHP'ye düşmanlık etme üzerine kuran Ali Babacan'a resmen siyaset dersi verdi.

GAZETECİ HADİ ÖZIŞIK BAHÇELİ'Yİ HEDEF ALAN BABACAN'IN TÜM TEZLERİNİ ÇÜRÜTTÜ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi hedef alan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’a konuğu olduğu bir sosyal medya programında cevap veren Gazeteci Hadi Özışık, ''MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin 'Türkiye aşığı' olduğunu bir tek Ali Babacan görememiş. Mevki, makam, koltuk... aşığı olsaydı eğer, Bülent Ecevit'in altın tepside sunduğu başbakanlık makamını kabul ederdi Bahçeli. Ali Babacan, 'Sisteme aşık' diyor Bahçeli için! Üç kuruşluk bir koltuk uğruna, 'Kendi logomuzla seçime giriyoruz' sözüne rağmen, CHP'nin kuyruğuna takılan Ali Babacan'ın Devlet Bahçeli'yi anlayabilmesi için daha çok yol alması gerekiyor.'' demişti.

Ali Babacan'ın Devlet Bahçeli'ye atfettiği tüm sözleri adeta Ali Babacan'a yedirircesine cevaplar veren Gazeteci Hadi Özışık'ın söyleşisini hatırlatan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, tüm siyasetini Ak Parti ile Cumhur İttifakı kapsamında birlikte hareket eden MHP'ye düşmanlık etme üzerine kuran Ali Babacan'a resmen siyaset dersi verdi.

MHP'Lİ SEMİH YALÇIN'DAN ALİ BABACAN'A SİYASET DERSİ

Gazeteci Hadi Özışık; konuğu olduğu bir sosyal medya programında, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’ye yönelik ahlaksızca sözlerini gündeme taşımış ve bu edepsiz politikacıya ağzının payını vermiştir. Ancak sicilli MHP muarızı Babacan’a bizim de vereceğimiz birkaç siyaset dersi vardır.

Babacan’ın Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef almasının temel sebebi; Türkiye’yi parçalamaya, milletimizi bölmeye yönelik ihanet planlarına partimiz ve Hareketimiz tarafından aşılmaz bir set çekilmiş olmasıdır. Ali Babacan, bölücü terör örgütü PKK’nın ve elebaşı Öcalan’ın sözcülüğüne, FETÖ mensuplarının hamiliğine soyunurken; MHP’nin üstlendiği tarihî misyonu baltalamak hesabındadır. Bu yüzdendir ki Babacan; müstevlilere hizmetkârlık, emperyalizme uşaklık, bölücü terör örgütlerine tetikçilik ve siyasi militanlık ederek MHP hakkında saldırgan bir dil kullanmaktadır. Babacan’ın dili; Karayılan’ın, yılanın, çayanın, Öcalan’ın dilidir. Üslubu, Pensilvanya Kardinali’nin üslubudur.

Bütün kamuoyunun malumudur ki Sayın Devlet Bahçeli sadece Cumhurbaşkanlığı Hükümeti Sistemi sayesinde müessir ve dominant konuma erişmiş bir siyaset adamı değildir. Sayın Devlet Bahçeli ve lideri olduğu Hareket, Türk siyasi hayatında var olduğu günden beri etkin ve güçlüdür. Çünkü Hareketimizin mayasında milletimizin sevgisi, mensuplarımızın genlerinde atalarımızın vatan aşkı vardır. Sayın Devlet Bahçeli ve lideri olduğu Milliyetçi-Ülkücü Hareket; hürriyet ve bağımsızlığımızın, egemenlik haklarımızın en büyük teminatıdır. İşte bu garantörlüktür ki Ali Babacanların uykusunu kaçırmakta, kimyasını bozmaktadır.

Evet, Sayın Devlet Bahçeli kayyımdır ama Türk varlığının kayyımıdır. Partisi ve camiası, egemenlik haklarımızın sigortasıdır. Kayyım, etimolojik olarak Arapça “kıyam” ve “kıyamet” kelimeleriyle aynı kökten gelmektedir. Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğindeki Milliyetçi-Ülkücü Hareket; milletimizin bekası, devletimizin temadisi için kıyamete kadar kıyamdadır. MHP; Türkiye’nin içerideki ve dışarıdaki düşmanları karşısında teyakkuz hâlindedir, ayaktadır. MHP ve Milliyetçi Ülkücü Hareket, var olduğu günden bu yana vatan nöbetinde, millet hizmetindedir.

Peki bundan kim rahatsız olur? Elbette Ali Babacan gibi, PKK ve FETÖ başta olmak üzere bölücü terör örgütlerine hizmet edenler rahatsız olur. Ayrılıkçı etnik unsurlara Anayasa bağlamında Türk milletiyle eşit statü isteyen ihanet tellalları rahatsız olur. Babacan gibi, millî egemenliğimizin ayrılıkçılarla paylaşılması iddiasını siyaset söylemi hâline getiren vatan satıcıları rahatsız olur. Mayası ve sütü bozuklar rahatsız olur.

Sayın Devlet Bahçeli’nin makam ve mevki düşkünü olduğu, devlet imkânlarını ve kadrolarını hoyratça kullandığı iddiası ise alçakça iftiradır. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, asla makam ve koltuk sevdalısı bir lider olmamıştır. Sayın Devlet Bahçeli; geçmişte yer aldığı 57. Hükümet döneminde ve daha sonraki siyasi süreçlerde, kendisine başbakanlık başta olmak üzere getirilen teklifleri elinin tersiyle itmiş onurlu bir liderdir. Siyaset anlayışını “Önce ülkem ve milletim!” ilkesi üzerine bina eden Sayın Devlet Bahçeli’yi, genlerinde ihanet izleri bulunan ve yüreğini çıkar hesapları karartan tufeyli Babacan’ın anlamasını beklemiyoruz.

Devlet Bahçeli demek, devlet demektir. Devlet Bahçeli demek, sistem ve istikrar demektir. Devlet Bahçeli demek; ilke, tutarlılık ve mertlik demektir. Sayın Devlet Bahçeli; sadece siyasette dürüstlüğün sembolü değil, aynı zamanda millî hasletlerimizin ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Sayın Devlet  Bahçeli; devlet adamlığının, siyasi bilgeliğin timsalidir.

Ayrıca MHP Cumhur İttifakında yer alırken Sayın Genel Başkanımız, ilkeli ve tutarlı bir ortak tavrı sergilemiştir. Sayın Devlet Bahçeli; ne bir bakanlık, ne de bürokraside birkaç mevki talebinde bulunmuştur. MHP'nin Cumhur ittifakı bünyesindeki yapıcı ve sorumlu tutumu, siyasi ortağı tarafından olduğu kadar, bütün Türk milleti tarafından da takdirle karşılanmaktadır.

Öte yandan, MHP'nin ve bilge liderinin siyasetteki özgül ağırlığı sadece Türkiye ile sınırlı değildir. Sayın Devlet Bahçeli’nin ve partimizin, bütün Türk dünyasında karşılığı vardır. Bunun içindir ki müstevliler, emperyalistler; MHP'den ve partimizin dayandığı Türk milliyetçisi milyonların caydırıcı gücünden ziyadesiyle ürkmektedir. Bunun içindir ki içimizdeki Babacan tipi sömürge ajanları üzerimize saldırtılmaktadır.

Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde MHP; devletimizin selameti ve temadisi, milletimizin bekası için üzerine aldığı görevi bihakkın yerine getirmeye hararetle devam edecektir. Ali Babacan gibi ihanet odaklarının maşalarına, müstevli uşaklarına, müstemlekecilerin oyuncaklarına rağmen; Türkiye’yi 21. yüzyılda dünya liderliğine götüren kervan yoluna devam edecektir.