MHP'li Bulut: Ülkücüler Kimin Ne Olduğunu Biliyor
Haber Detayı
13 Nisan 2020 - Pazartesi 11:46 Bu haber 3100 kez okundu
 
MHP'li Bulut: Ülkücüler Kimin Ne Olduğunu Biliyor
MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, TBMM'de görüşülen İnfaz Paketi ile ilgili net mesajlar verdi.
MHP Haberi
MHP'li Bulut: Ülkücüler Kimin Ne Olduğunu Biliyor

MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, TBMM Genel Kurulu'nda Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde MHP Grubu adına yaptığı konuşmada, İnfaz Paketi ile FETÖ'den dolayı yaşanan hak kayıplarının telafi edileceğini, terör yardakçılarının İnfaz Paketinden yararlanmasına hamurlarının ve mayalarının izin vermediğini söyledi.

 

ÜLKEMİZ VE DÜNYA BÜYÜK BİR İMTİHANDAN GEÇİYOR

 

Hem ülkemiz hem de dünya çok zor bir süreçten, büyük bir imtihandan geçiyor. Öncelikle Anadolu'daki bütün esnafımıza, köylümüze, garibanımıza, sahipsiz hissedenine Cenab-ı Allah'tan dayanma gücü diliyorum. İkinci olarak, bu süreçte büyük bir özveri ve fedakârlık örneği göstererek gecesini gündüzüne katan başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm kamu çalışanlarına da ayrıca teşekkür ediyorum. Bu süreç boyunca hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, tedavisi devam eden bütün hastalarımıza da Cenab-ı Allah'tan acil şifalar diliyorum.

 

LİDER BAHÇELİ'NİN GÜNDEME GETİRDİĞİ İNFAZ PAKETİ İKİ YILDIR GÜNDEMDEN DÜŞMEDİ

 

Yaklaşık iki yıl kadar önce Sayın Genel Başkanımızın çağrısı ve zaman zaman da dile getirmiş olduğu öngörüleriyle bugün kamuoyunda infaz paketi olarak bilinen bu düzenleme iki yıldır kamuoyunun gündeminden düşmüyor. İnfaz Paketi teklifini veren ve şu anda sağlık nedenleriyle burada bulunamayan Genel Başkan Yardımcımız Sayın Feti Yıldız Bey'e acil şifalar diliyorum. Tabii, gündeme geldiği günden bugüne kadar infaz düzenlemesiyle ilgili kamuoyunda çeşitli tartışmalar devam etti. Buraya çıkan hatiplerden de takip ettiğimiz kadarıyla hâlen infaz düzenlemesinin gerekçelerinin irdelendiğini görüyoruz ve bunun nedenlerinin hâlen masaya yatırıldığını, anlaşılmaya çalışıldığını, iyi niyetli ya da art niyetli eleştirilerle bu kanunun gerekli olup olmadığının sürekli gündemde tutulduğu ve tartışıldığını görüyoruz.

 

FETÖ'DEN DOLAYI YAŞANAN HAK KAYIPLARI İNFAZ PAKETİYLE TELAFİ EDİLİYOR

 

Sayın Genel Başkanımızın defaatle dile getirdiği üzere bu kanunun gerekçelerinden bir tanesi, cezaevlerindeki doluluk oranı, cezaevlerindeki doluluk oranının yaratmış olduğu güvenlik kaygısı ve 15 Temmuzdan sonra ortaya çıkan tablonun hepimize göstermiş olduğu gerçeklerdir. Nedir 15 Temmuzdan sonra ortaya çıkan hakikat? Gerçekten, 15 Temmuz öncesinde de Türkiye'de bir paralel yapı yahut o zamanki adıyla paralel yapı ve FETÖ tehdit ve tehlikesi olduğunu dile getiren kesimler de dâhil olmak üzere, 15 Temmuzdan sonra alınan tedbirler ve devletimizin yaptığı tasarruflar neticesinde tehlikenin hiç görünmeyen bir boyutunu hep beraber görmüş olduk. Gerçekten FETÖ örgütlenmesinin devletin bütün mekanizmasını baştan sona kuşattığını ve özellikle yargı bürokrasisinde egemen bir sınıf hâline geldiğini 15 Temmuz sonrasında tüm yönleriyle incelemiş ve irdelemiş bulunuyoruz. İşte bu FETÖ örgütlenmesinin 15 Temmuz öncesinde yargıda yarattığı tahribat ve bu tahribatın beraberinde getirdiği iddia edilen hak kayıplarına karşı bir çözüm olması için bir taraftan cezaevindeki doluluk oranını düşürürken diğer taraftan da kamuoyundaki inanılan bu hak kayıplarını bir nebze olsun telafi edebilme endişesiyle iki yıldır MHP de infaz indirimiyle ilgili düzenlemenin gerekliliğine işaret ediyor.

 

TBMM'DE TÜRKİYE'Yİ NAZİ YÖNETİMİYLE KIYASLAMAK HADSİZLİKTİR

 

Bu düzenlemenin savunucuları olduğu gibi buna karşı çıkan ve eleştiri getirenler var. İyi niyetli tüm eleştirileri başımızın tacı olarak kabul ederken maskelerin arkasına gizlenmiş, kirli duruş sahiplerinin art niyetli eleştirilerini de tamamen ve bütünüyle inkâr ve reddediyoruz. Bu kürsüye gelip Ak Parti-MHP ittifakını, Türkiye Cumhuriyeti'ni 1940'ların Almanyasındaki Nazi rejimiyle kıyaslamak bir eleştiri değil, hadsizlik, edepsizlik ve nezaketsizliktir. Bizler birkaç gündür maske takıyoruz, Allah nasip ederse, bir süre daha bu maskeleri takıp daha sonra çıkartacağız. Ama bu ülkede yüzünde tam elli yıldır kardeşlik maskesi olan, demokrasi maskesi olan, eşitlik maskesi olan bazı sözde maskeli demokratların bugün bu Parlamento çatısı altında, bizleri, akıllarınca, kirli propagandalarıyla secdeye vardırmaya çalıştıklarını da hayretle izliyoruz. Ama hepsinin bilmesi gereken bir hakikat var. Bizler şerefli bir Parlamentonun milletvekilleriyiz, müstemleke memuru değiliz. Bu Parlamento küllerinden bir milleti yeniden doğurmuş, kurtuluş mücadelesi vermiş genç cumhuriyeti inşa etmiş Gazi bir Meclistir. Bu coğrafya Batılıların "hasta adam" diye kastettikleri aciz, kudretsiz, imparatorluk Türkiyesi değildir.

 

TERÖR YARDAKÇILARININ İNFAZ PAKETİNDEN YARARLANMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ

 

Allah'a şükürler olsun ki sosyal medya yaygarasıyla, kirli propagandalarla diz çöktürülmeyecek bir kudretin sahibi büyük Türkiye Cumhuriyeti'dir. Biz de onların evlatları olarak milletin vicdanı ve kıblesi neyi gösteriyorsa o istikamete ok gibi bakarak burada dimdik duracağız, terör örgütü mensupları, terörizmin yardakçılarının bu paketten yararlanmasına Cumhur İttifakı olarak örmüş olduğumuz fikir duvarlarıyla geçit vermeyeceğiz. Biz bu insanlarla hayata aynı yerden bakmıyoruz, hayatı aynı yerden okumuyoruz, aynı şeyleri düşünmüyor ve bununla da iftihar ediyoruz. Neden aynı yerden bakmıyoruz? Bakmamız mümkün değil de ondan. 1985 yılında kurulmuş, kurulduğu günden bugüne kadar 400'den fazla soruşturma geçirmiş, ölen her teröristin arkasından ağıt yakıp bunu bir sanatın icrası gibi sunmuş, utanmamış, sıkılmamış Suriye'ni Tartus kentine gitmiş, Esad posterlerinin altında Türkiye'ye hakaret ede ede konserler vermiş sözde bir müzik topluluğunun, örgüt talimatıyla ölüm orucuna başlamış ve örgüt talimatıyla telef olmuş sözde bir solistine göz yaşı dökenlerle, bizler aynı yerde durmuyoruz ve bununla da iftihar ediyoruz.

 

HAMURUMUZ VE MAYAMIZ TERÖRİSTLERİN AFFINA GEÇİT VERMİYOR

 

Aynı yerde durmadığımız gibi onların döktükleri kanla ardında bıraktıkları yetimin, garibanın, kimsesizin, askerin ve polisin masumiyetini, kendi iman ölçümüzün bir parçası kabul ediyor ve onların bu masumiyetini de davamız olarak telakki ediyoruz. Dolayısıyla, elbette ki aynı yerde değiliz, elbette ki aynı şeyleri düşünmüyoruz. Şimdi, sürekli bu kürsüye çıkıp vicdandan bahsedenler, üst üste bizim vicdanımızın olup olmadığını tartanlara ben de şunu söylemek istiyorum: Bizim bir vicdanımız elbette ki var ama vicdanımızın yanında bizim taşıdığımız bir de kanımız var, yoğurulduğumuz hamurumuz var, mayamız var. İşte damarlarımızdaki bu kan, hamurumuz ve mayamız, sizin peşine düştüğünüz teröristlere af konusuna geçit vermiyor, terörizmle pazarlığa müsaade etmiyor.'

 

ÜLKÜCÜLER KİMİN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYOR

 

Biz mayamızın, meşrebimizin ve kanımızın gereğini yapıyor, Allah'a şükürler olsun ki bununla da iftihar ediyoruz. İkinci olarak şunu söylemek istiyorum: Sürekli olarak aynı propagandayla karşı karşıyayız. Geliniyor buraya, sanki bütün dünyayı bilenler kendileri, sanki entelektüel okuma sahipleri sadece kendileri, bizler Anadolu'dan kopup gelmiş zır cahilleriz ve hiçbir şeyden haberimiz yokmuş gibi gelip buralardan, üst perdeden bize fetva veriliyor. Ne deniliyor? Her cümle şöyle başlıyor: "Sizin terörist dedikleriniz, sizin terörist dedikleriniz." Bizde onlara diyoruz ki: "Bizim terörist dediklerimiz, teröristin ağa babasıdır. Bizim terörist dediklerimiz, teröristin ta kendisidir." Bu ülkede PKK bir terör örgütüdür, DHKP-C bir terör örgütüdür, FETÖ bir terör örgütüdür, PYD bir terör örgütüdür ve ülkücüler, teröristin gözüne baktıkları anda terörist olduğunu çok iyi anlarlar. Dolayısıyla, 3 tane harfi bir araya getirip örgüt kuran, emperyalist beslemelerin ve terör odaklarının kimler olduğunu bizler zaten Allah'a şükürler olsun ki çok ama çok iyi biliyoruz. O yüzden, terörizme merhamet göstermemeye kararlıyız. Çünkü merhamet devletin zalimlere sunacağı bir nimet değildir, ihanete merhamet vatana en büyük ihanettir. Buna inanıyor ve 1969'dan beri bu çizgide, ihanete merhametin vatana ihanet olduğu inancıyla dimdik ve abide gibi Türk siyasi hayatında duruyoruz. Bugüne kadar durduğumuz noktada bundan sonra da durmaya kesin olarak kararlıyız.

 

VİCDAN SAHİBİ HİÇ BİR MİLLETVEKİLİ GEÇİT VERMECEK

 

Bugüne kadar kullandıkları sihirli cümlelerin yanına yeni sihirli kelimeler buldular. Ne? "Eşit infaz." Öyle mi? Kundaktaki bebeğe gidip acımasızca kurşun sıkacaksın, suçlu vatandaşla kendini kıyaslayıp eşit infaz isteyeceksin! Karakol basıp 20 yaşındaki delikanlıları şehit edeceksin, dolandırıcılıktan içeri girmiş suçlu vatandaşla eşit infaz isteyeceksin! Öyle mi, öyle mi? Gideceksin, nöbet tutan gariban polisi katledeceksin, ondan sonra, rüşvetten içeri girmiş suçlu vatandaşla eşit infaz dileneceksin! Bu merhamet gelip gelip bu Meclisin kudretli duvarlarında parçalanmaya mahkûmdur. Buradaki vicdan sahibi hiçbir Allah'ın kulu ve milletvekili bu duruşa asla ve kata, emin olunuz ki, geçit vermeyecektir.  

 

HİÇBİR KUDRET TERÖRİSTİ KODESLERDEN ÇIKARMAYA YETMECEKTİR

 

Bugün eşit infaz isteyenler, eşit infaz dilenenler -hani diyorlar ya- "Bu infaz paketinin, bu infaz yasasının arkasında kaldık, arkada bizi unuttunuz, arkada biz kaldık." diyenler önce akıttıkları kanla dönüp arkalarına bakacaklar, arkalarında kaç yetim bırakmışlar, kaç şehit bırakmışlar, kaç gariban bırakmışlar, onu görecekler ve bu muameleyi hak ettiklerini bilecekler. Hiçbir şekilde vicdanımız sızlamıyor, inandığımızı yapıyor ve inandığımızı söylüyoruz. Teröristin yeri kodestir; hiçbir kudret, teröristi bu kodeslerden çıkarmaya yetmeyecektir.
 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: MHP'li, Bulut:, Ülkücüler, Kimin, Ne, Olduğunu, Biliyor,
Yorumlar
Haber Yazılımı