Devlet Bahçeli: Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz
Haber Detayı
29 Haziran 2021 - Salı 16:46 Bu haber 3241 kez okundu
 
Devlet Bahçeli: Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çok daha kaygan, kaotik ve karmaşık bir döneme girildiği uyarısını yaparak, sonunu düşünerek kahraman olunamayacağını söyledi.
MHP Haberi
Devlet Bahçeli: Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz

Erken seçim talepleri, provokatif cinayetleri, terör örgütü faaliyetleri, ABD kaynaklı sözde demokrasi projesi, Birleşik Krallık Hükümeti'nin 114 sayfalık raporunu ve AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde alınan kararların değerlendirmesi yapıldığında çok daha kaygan, kaotik ve karmaşık bir döneme girildiğine dikkat çeken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin beka düzeyinde bir psikolojik harekâta maruz kaldığı ve her türlü müdahaleye müsait hale getirme çabalarının görüldüğü süreçte, herkesin susması halin Ülkücülerin konuşmaya ve mücadele etmeye devam edeceğini belirterek, sonunu hesap ederek vatan ve millet müdafaasının yapılamayacağını söyledi.

 

HER ŞART ALTINDA DOĞRUYU SÖYLEYECEĞİZ, DOĞRULUKTAN ŞAŞMAYACAĞIZ

 

Her şart altında doğruyu söyleyeceğiz, doğruluktan şaşmayacağız. Çıkar uğruna ülkülerimizi çiğnemeyeceğiz, çiğnetmeyeceğiz. Birileri mesut ve memnun olsun diye çizgimizi bozmayacağız. Köşesiz olmayacağız, yeri geldi mi pişmiş aşa su katmaktan çekinmeyeceğiz. Nasıl inanıyorsak öyle yaşarız, yaşadığımız gibi de inanırız. Bizim tercihimiz, bizim hedefimiz inandığımız gibi yaşamak, inançlarımızın rehberliğinde duruş sergilemektir. Fincancı katırları ürküyormuş, varsın ürksünler. Müfteriler şirret mevzilerine girip bizi hedef alıyorlarmış, varsın alsınlar. Özü doğru olanın sözü de doğrudur. Haklı olan doğru olandır. Doğruluk emanet, yalan hıyanettir.

 

YÜKÜ DOĞRU OLANIN GÜCÜ DÜŞSE BİLE, ASLA BAŞI DÜŞMEZ

 

Atalarımız ne güzel söylemiş; “ak koyun ak bacağından, kara koyun kara bacağından asılır.” Büyük halk ozanımız Yunus’un dediği gibi, “cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen.” Eğri değiliz, eğilenlerden değiliz, hak yolundayız, hakkın yanındayız, hakikatin ardındayız. Doğru bir teraziye eşit ağırlıklar yüklerseniz kefelerin biri alçalırken diğeri yükselmez. Biz doğru ve dürüst olmaktan korkmuyoruz, biliyoruz ki kaybedeceğimiz yalnızca kötü ve yanlış insanlardır. Aklımdasın diyen balıklara, ömrümsün diyen kelebeklere aldanmayız. Yükü doğru olanın gücü düşse bile, asla başı düşmez, düşürülemez. MHP  işte böyledir.

 

SONUNU HESAP EDEREK VATAN VE MİLLET MÜDAFAASI OLMAZ

 

Milletimiz adına doğruyu söyleriz, haklı davamızı, haysiyetli doğrularımızı cesaretle savunuruz. Bilinmelidir ki, teröriste terörist, katile de katil deriz. Lafımızı çekmeyiz, sözümüzü esirgemeyiz. Eğer diyemezsek kahramanların yüzüne bakamayız, şehitlerimizin aziz hatıralarını layıkıyla sahiplenemeyiz. Herkes sussa bile biz sonuna kadar konuşuruz. Yılanın deliğine sopamızı, o yoksa ve gerekirse elimizi sokarız. Sonunu hesap ederek vatan ve millet müdafaası olmaz, olamaz, yapılamaz. Türk ve Türkiye sevdasının bir bedeli varsa seve seve öderiz. Cansa beklenen feda olsun, bin defa veririz; kansa istenen helali hoş olsun, damar yollarını bizatihi kendimiz açarız. Yine de sevdamızdan dönmeyiz, yine de bu aziz vatana yüz çevirmeyiz.

 

KAHRAMAN UZMAN ÇAVUŞ YUSUF YAYLA'NIN ALNINDAN ÖPMEK MANEVİ BORCUMUZDUR

 

Bir kahraman düşününüz. Hakurk’ta PKK’lı hainlerin dron saldırısı esnasında düşen misket el bombasını arkadaşlarını korumak maksadıyla bacaklarının arasına alıp orada patlamasını göze alan bir vatan evladını gözünüzün önüne getiriniz. Yanında iki arkadaşı olması hasebiyle onlara zarar gelmemesi için sırtını dönüp bombanın patlayarak bacağını koparmasını göze alan, buna da gönüllü şekilde talip olan bir millet evladını lütfen bir anlığına da olsa hayalinizde canlandırınız. Misket bombasını bacaklarının arasına sıkıştırıp silah arkadaşlarını fedakarca arkalayan, ayağının altında infilak eden topuk koparan mayına bile meydan okuyan bu kahramanımız Uzman Çavuş Yusuf Yayla’dır ve onun tertemiz alnından öpmek manevi borcumuzdur.

 

KAHRAMAN UZMAN ÇAVUŞ YUSUF YAYLA VE BABASININ SÖZLERİ

 

Yusuf kardeşimizin sağ ayağı diz altından ampüte olmuştur. Bu kahramanlık abidesi diyor ki, “Allah’a şükür beterin beteri vardır. Ben bununla kurtuldum. Devlete sadece bacağımız değil, kolumuz, bedenimiz, canımız feda olsun.” Afyonkarahisar’da yaşayan, aynı zamanda emekli Uzman Çavuş olan muhterem babası İlyas Yayla da aynen şöyle konuşmuş: “Allah’a bin kere şükürler olsun, gururluyuz, onurluyuz. Rabbim bizlere nasip etmedi, oğluma nasip etti. Bundan sonra daha iyi olur inşallah. Birlikte olacağız, beraber olacağız, ailecek, komşularımla inşallah ayağa kaldıracağız.” İşte baba budur. Merak etmesin, Yusufumuzu hep birlikte ayağa kaldıracağız.

 

TERÖRİSTE METHİYE DÜZEN BABA NEREDE, KAHRAMAN EVLADIYLA İFTİHAR EDEN BABA NEREDE?

 

Teröriste methiye düzen baba nerede, kahraman evladının fedakarlığından iftihar eden baba nerede? Gece gündüz gibi karşımızda olan bu farkı kalbi kararmamış, vicdanı satılmamış, aklı kiralanmamış, vatana ve millete düşman kesilmemiş her insanımız görecek, hakkı da teslim edecektir. Teröristlere, milis işbirlikçilere övgüler düzenler nasılsınız, iyi misiniz? Yusuf kardeşimizin kopan bacağı hakkında tek bir söz söyleyecek, en azından üzüntülerinizi paylaşacak bir insaf ve iffete sahip misiniz? Milis işbirlikçiler sizin olsun, alın tepe tepe istismar edin; ama unutmayın ki, Yusuflar bizimdir, şehitler bizimdir, gaziler bizimdir, bu vatanın kahraman neferleridir.

 

SUSMAYACAĞIZ, MASKELERİ DÜŞÜRECEĞİZ

 

Bizden istenen nedir? Doğruyu söylemeyelim mi? Tarafımızı göstermeyelim mi? Zulme karşı gelmeyelim mi? Haklıdan yana olmayalım mı? Ey demokrasi bezirgânları, ey özgürlük şarlatanları, ey insan haklarının posasını çıkaran yeminli Türk düşmanları, teröriste terörist diyemediğiniz müddetçe Yezitle yoldaşsınız, firavunla ortaksınız, günahla birliktesiniz ve biliniz ki bedduayla anılacaksınız. Susmayacağız, durmayacağız, yorulmayacağız, yılmayacağız, yerimizde saymayacağız, vatan diyeceğiz, bayrak diyeceğiz, millet diyeceğiz, devlet diyeceğiz, şehit diyeceğiz, milletin hakkını şeref kabul edip sonuna kadar başımızın üzerinde taşıyacağız. Art niyetli güruhun maskesini düşürmekle kalmayacağız, yırta yırta dağıtıp atacağız. Sözümüz sözdür, sözümüz senettir, güvencemiz büyük Türk milletidir.

 

TARİHİN GAZABINDAN KURTULSALAR, ALLAH'IN GAZABINDAN KURTULAMAYACAKLAR

 

Değerli düşünür, şair ve yazar Sayın Sezai Karakoç’un dediği üzere; Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki, biz sussak tarih susmayacak, Tarih sussa hakikat susmayacak. Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Halbuki, bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar, Vicdan azabından kurtulsalar tarihin azabından kurtulamayacaklar, Tarihin azabından kurtulsalar Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar. İmanımız irademizdir, irademiz kınına sığmayan kılıcımızdır. Artık şehirde, kırda, sınır ötesinde, dağda, ovada yuvalanmış hainlerin kökünü kazımak şarttır. Kahraman güvenlik güçlerimiz bu kararlılıktadır. 

 

KALEMİZİ YIKAMAYACAKLAR KAVLİMİZİ BOZAMAYACAKLAR

 

Pençe Harekâtlarıyla Irak’ın kuzeyinde 40 km derinliğindeki ilk kuşakta tutunamayan PKK terör örgütü, Erbil’den Süleymaniye’ye uzanan ikinci kuşakta sıkışmıştır. Bölücü terör örgütünün Irak’taki sözde özsavunma güçlerinin sorumlusu olan terörist Ulaş Doğan’ın Süleymaniye’de nokta operasyonla imhası hainlerin sonunun geldiğine açık delildir. Yedi düvel karşımızda hizalansa da, Türkiye bu terör musibetinin üstesinden gelecektir. Kanlı niyet ve hedeflerini demokrasi projelerinin içine istifleyen yerli ve yabancı terör muhipleri asla, ama asla başaramayacaktır. Kalemizi yıkamayacaklar, kavlimizi bozamayacaklar, sahte demokrasi rötuşuyla Türkiye’yi and olsun deviremeyecekler.

 

BİRLEŞİK KRALLIK HÜKÜMETİ'NİN 114 SAYFALIK RAPORU

 

16 Mart 2021 tarihinde Birleşik Krallık Hükümeti; “Rekabetçi Çağda Küresel Britanya: Güvenlik, Savunma, Dış İlişkiler ve İş Geliştirme Alanlarına Bütünsel Yaklaşım” adıyla 114 sayfalık bir rapor yayımlamış, bahsi geçen rapora Başbakan Boris Johnson bir önsöz yazmıştır. Aynı zamanda bu rapor Birleşik Krallık Parlamentosuna da sunulmuştur. Burada bizim için önemli olan husus şudur: Birleşik Krallık Politikası, daha düne kadar, kurallara dayalı uluslararası sistemi korumaya özen göstermişti. Ancak bugün, uluslararası düzenin parçalı yapısı, çıkarlar, normlar ve değerler üzerinden devletler arasındaki yoğun rekabeti de dikkate alarak mevcut statükoyu savunmanın artık yeterli olmadığı vurgulanmıştır.

 

ÇOK DAHA KAYGAN, KAOTİK VE KARMAŞIK BİR DÖNEM ÖNÜMÜZDEDİR

 

Ayrıca yeni bir dünyanın tesis edildiğine işaret edilmiştir. Bu yeni dünyanın bir tür soğuk savaş dönemini, sertleşen kutuplaşmaları, deyim yerindeyse sıcak savaşları bile ihtiva edeceği anlaşılmaktadır. Birleşik Krallık Hükümeti’nin mezkur raporuyla Yeni Atlantik Şartı’nı birlikte yorumlamak bizi isabetli tahlillere götürecektir. Bu yeni dünyanın sömürge aparatı, baskı aracı en başta asıl anlamından koparılmış demokrasi önermesidir. Dünyada güç blokları arasındaki gerilim yoğunlaşırken, çok kutuplu bir dünyanın ekonomi-politik tasarımıyla birlikte siyasal dizaynı da özellikle ülkemiz aleyhine cereyan etmektedir. Herkesi uyarıyorum, çok daha kaygan, çok daha kaotik, çok daha karmaşık bir dönem önümüzdedir.

 

AB DEVLET VE HÜKÜMET BAŞKANLARI ZİRVESİ

 

Bildiğiniz gibi, üçer aylık periyotlarla gerçekleştirilen AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi 24-25 Haziran 2021’de Brüksel’de yapılmıştır. Bu zirvede Türkiye yine ihmal edilmiştir. Türkiye başlığı altında kabul edilen kararların beklentileri karşılamaktan uzak olduğu açıktır. İnsanlık etik bir çöküş yaşarken, sömürüye ve sosyal adaletsizliğe tepkiler sivrilirken, AB’nin hala kendi sahasında top çevirmesi bir defa akıl tutulmasıdır. Zirve metninde, Türkiye’nin tam üyelik hedefine hiçbir atıf yoktur. Adalet değerlerinden tamamen kopan AB’nin, ülkemizin Doğu Akdeniz’de tek taraflı hareketlerden uzak durmasını, aksi halde yaptırımların devreye gireceğini söylemesi ileri düzeyde bir tehdittir. Üstelik Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi konusunda bir ilerleme iradesi taşımadığı da iddia edilmiştir. Anlaşılan AB ile ilişkiler düğümlenmiştir.

 

BU SÖZ NASIL VERİLMİŞ, HANGİ YETKİYLE ALINMIŞTIR?

 

Uluslararası Göç Örgütü’nün 2020’de 2 bin 200 göçmenin Akdeniz’in sularında boğulduğunu açıklaması, Yemen açıklarında geçtiğimiz hafta batan bir teknede 300 kişinin hayatını kaybetmesi hiç kimsenin, hiçbir insani kuruluşun nedense umurunda değildir. Mazlumlar AB’nin gündem başlıkları arasında yer almamıştır. Bu çıkar ittifakı para vererek göçmenleri Türkiye’de nasıl tutarım arayış ve amacındadır. Kılıçdaroğlu geçen haftaki grup konuşmasında garip bir açıklama yaparak, Suriyeli göçmenleri yurtlarına göndermek için ihtiyaç duyulan finansmanı AB’den alacaklarını ve kendisine söz verildiğini söylemiştir. Bu neyin sözüdür? Bu söz nasıl verilmiş, hangi yetkiyle alınmıştır? Türkiye’nin Suriyeli mültecilere konut yapması dahi AB tarafından kabul edilmemişken, Kılıçdaroğlu’nun söz almasını nasıl yorumlamak lazımdır?

 

ELBETTE DÜNYA AB'DEN İBARET DEĞİLDİR

 

Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi ve iyileştirilmesini Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin inisiyatifine terk eden AB dürüst değildir, samimi değildir, adil ve demokratik hiç değildir. Dahası Türkiye’nin aleyhine çalışmaktadır. İşbirlikçisi de zillet ittifakıdır. Elbette dünya AB’den ibaret görülemeyecektir. AB’ye üyeliğimiz oldu oldu, olmazsa kendi yol haritamızı kendimiz çizeriz, kendi söküğümüz kendimiz dikeriz, başkent Ankara’nın kriterleriyle insanlık aleminde biz de varız demeyi sürdürürüz. Demokrasiyi, hukuku, özgürlüğü, insan hakları değerlerini Türkiye husumetinin anahtar kavramı görenler hiçbir yerde boş durmuyorlar.

 

TÜRK DEMOKRASİ PROJESİ ADIYLA YENİ BİR DÜŞMAN KAMPI KURULDU

 

Şu işe bakınız ki, ABD’de “Türk Demokrasi Projesi” adıyla yeni bir düşman kamp kurulmuştur. Aralarında kimler yok ki, CHP’nin eski Bursa Milletvekili ve FETÖ firarisi Aykan Erdemir’den tutun da ABD eski Ulusal Güvenlik Danışmanı olan, aynı şekilde eli ve vicdanı kanlı John Bolton’a kadar tüm Türkiye muhalifleri demokrasi projesinde buluşmuştur. Bizim evlatlarımız beka mücadelesi verirken, elin oğulları kuyumuzu kazmakla meşguldür. Hayret etmemek elde değildir, Türk düşmanları Türk demokrasi projesinde birleşmiştir. Bu projenin adında Türk ifadesinin olması skandaldır. Çünkü Türk’e düşman olanlar, Türk’ün şanlı kimliğini, tarihsel ve mensubiyet unvanını kullanmaya mezun ve müstahak olamazlar.

 

TÜRKİYE'DE ALARMA GEÇMENİN VAKTİ GELDİ DİYECEK KADAR ŞİZOFRENLEŞTİLER

 

Bu şer odağı kendisini söyle tarif etmiştir: “Türkiye’nin son zamanlarda demokrasiden otoriterliğe dönüşmesine cevap olarak oluşturulmuş, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan uluslararası politik örgüttür.” Partizan değillermiş, fakat şerefsiz oldukları ayan beyan ortadadır. Bir ara Dalton diye de tanımladığımız sabıkalı kovboy Bolton ise, “Türkiye’de alarma geçmenin vakti geldi” diyecek kadar şizofren belirtileri göstermiştir. Bunlar Türkiye’ye demokrasi getireceklermiş. Kılıçdaroğlu da, zamanlamaya dikkat ediniz, geçtiğimiz hafta İstanbul’da yaptığı konuşmada Türkiye’ye dostlarıyla beraber demokrasi getireceğini ifade etmişti.

 

ALARMA GEÇİN DE GÖRELİM

 

15 Temmuz’da hükümet devrilirse üzülmem diyen at hırsızı Dalton alarma geçmenin vakti geldi sözleriyle, kime mesaj veriyor? Kimlere sinyal yakıyor? Bu derneğin görünmeyen, ismi paylaşılmayan üyesi olduğundan kuşkulandığımız Kılıçdaroğlu’na yeni bir talimat listesi mi dayatıyor? Alarma geçip de ne yapacaksınız? Neyi planlıyorsunuz? Yeni kaos planlarını mı devreye sokacaksınız? Bu ne alçaklıktır? Bu nasıl bir ahlaksızlıktır? Küstahlığın bu derecesi nasıl sineye çekilecektir? Bunlar Türkiye’yi ne sanıyor? Hodri meydan, haydi geçin alarma, Allah şahit olsun, geçtiğiniz anda yerin yedi kat dibine alarm vere vere girmeyi peşinen hesaba katın, bunu da göze alın. Öyle yağma yok, Türkiye’de alarma geçmek, yani demokrasi diyerek demokrasi dışı arayışları teşvik etmek emperyalizmin yerle yeksan edilecek kumpasıdır.

 

ONLARIN BİR HESABI VARSA ALLAH'IN DA BİR HESABI VARDIR

 

Seçimlerin öne alınma taleplerini, İP Başkanı’nın Rize’deki provokasyonlarını, İzmir HDP il binasında yaşanan cinayeti, suç ve terör örgütlerinin faaliyetlerini FETÖ güdümüyle başını kaldıran bunak Dalton ve ekibinin sözde demokrasi projesinin ara unsurları olduğunu görüyor ve değerlendiriyoruz. Ülkemizi her türlü müdahaleye müsait hale getirme hususunda bir mücadelenin tedavülde olduğunu öngörüyoruz. Türk siyasetine sürülmek istenen lekeleri, Meclis’in mehabetini tartışmaya açma girişimlerini bu kapsamda ele alıyor ve Türkiye’nin beka düzeyinde bir psikolojik harekâta maruz kaldığını düşünüyoruz. Ne gam ne tasa, zalimlerin tuzağı varsa Türk milletinin de muazzam bir dirayeti, muazzez bir feraseti, kırılamayacak bir mukavemeti vardır. Onların bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır, niyazım odur ki, hepsini besmele duymuş şeytana çevirecektir.

 

Resim

 

 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: MHP Genel Başkanı, Devlet Bahçeli, çok daha kaygan, karmaşık bir, döneme girildi, sonunu düşünen, kahraman olamaz, herkes sussa, Ülkücüler susmaz, MHP
Yorumlar
Haber Yazılımı