Bahçeli'den Akşener'e Tokat Gibi Abdülhamid Han Cevabı
Haber Detayı
24 Mayıs 2022 - Salı 14:31 Bu haber 2579 kez okundu
 
Bahçeli'den Akşener'e Tokat Gibi Abdülhamid Han Cevabı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir solcu gibi Abdülhamid Han'ı hedef alan Meral Akşener'e tokat gibi cevaplar verdi.
MHP Haberi
Bahçeli'den Akşener'e Tokat Gibi Abdülhamid Han Cevabı

Kayı boyunun Tamgasını partisinin amblemi olarak kullanmasına rağmen, Kayı Boyunun kurduğu Osmanlı Devleti'ni her fırsatta hedef alan ve son olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Abdülhamid Han'ın dönemini kıyaslayıp Türkiye'nin yönetimine istibdat rejimi eleştirisi getiren İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir solcu gibi Abdülhamid Han'ı hedef alan Meral Akşener'e tokat gibi cevaplar verdi.

 

KAYI TAMGASINI PARTİSİNİN AMLEMİ YAPAN AKŞENER HER FIRSATTA OSMANLI'YA SALDIRIYOR

 

Kayı boyunun Tamgasını partisinin amblemi olarak kullanmasına rağmen, Kayı Boyunun kurduğu Osmanlı Devleti'ni her fırsatta hedef alan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, daha önce yaptığı açıklamalarında; Eski Grek kültürüne yakınlık duyan, Doğu hıristiyanlarını kurtarmanın yolunun Osmanlı Devleti’nin parçalanmasından geçtiğine inanan, Müslümanları barbar ve cani olarak görüp Türk Devletinin Mısır’a sahip olması yerine İngiltere’nin orayı işgal edip Osmanlı topraklarına Doğu hıristiyanlarının yerleşmesini isteyen Hristiyan Papaz Ernest Renan'ın Milliyetçiliğini savunmuştu.

 

Kurduğu İyi Parti'nin amlemindeki Kayı boyunun Tamgasınından utanmadan Kayı Boyunun kurduğu Osmanlı Devleti'ni hedef almaya devam eden Meral Akşener, Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan kakışmanın finansörü Osman Kavala'yı savunurken, 1908'de Osmanlı padişahı Abdülhamid Han'a karşı isyan eden İttihat Terakki'nin "Kahrolsun istibdat" sloganını hatırlatarak, Türk Milletinin şanlı tarihinin en önemli devletlerinden birisi olan Osmanlı Devleti'ni hedef aldı. 

 

AKŞENER, ABDÜLHAMİD HAN ÜZERİNDEN ERDOĞAN'I HEDEF ALDI

 

Geçmişte İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı yapan ve asıl mesleği Tarih öğretmenliği olan Meral Akşener, Türk İslam tarihindeki önemli şahsiyetleri diline dolayarak inanç ve değerleri istismar etmeyi sürdürürken, Osmanlı'nın en zor zamanlarında tahta çıkıp devleti ayakta tutmaya çalışan Sultan Abdülhamid Han'a dil uzatmasını, ''Abdülhamid Han Osmanlı padişahı. Ama elbette onun devrinde dünyadaki o günün şartlarındaki demokrasi rüzgârlarının buraya yansıması var. Bu yansımaya karşı aldığı bir tavır var. O tavrın karşısında bir davranış biçimi var. Hürriyet ve İtilaf da var, İttihat ve Terakki Cemiyeti de var. Bu bir istibdat sistemine karşı, istibdat rejimine karşı tekleşmeye tek adamlığa doğru giden bir sisteme karşı başkaldırıdır. Buranın öznesi eğer Abdülhamid ise bugünün öznesi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Onu söylemeye çalışıyorum.'' sözleriyle savunmaya kalkıştı.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Abdülhamid Han'ın dönemini kıyaslayıp Türkiye'nin yönetimine istibdat rejimi eleştirisi getiren İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Meral Akşener ve onun gibi Abdülhamid Han'ı hedef alanlara tokat gibi cevaplar verdi.

 

MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ'NİN MERAL AKŞENER'E ABDÜLHAMİD HAN CEVABI

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümü olan 2023 aynı zamanda istiklal haysiyetimizin, aynı şekilde istikbal hedeflerimizin daha da müessir adımlarla ileriye taşınmasını sağlayacak tarihi bir eşiktir. Cumhuriyet’in kurucu değerleri, kuruluşun felsefi derinliği cumhurun iradesiyle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin demokratik itibar, irat ve irtifakıyla gücüne güç katacaktır. 100 yıllık hayranlık uyandıran müktesebat 2023’de perçinlenerek önümüzdeki bin yılların hamurunu yoğuracaktır. Türkiye Cumhuriyeti, Türk’ün ateşle imtihanından alnının akıyla çıkışının aziz emaneti, bir diğer anlatımla Milli Mücadele’nin inkarı ve ihmali mümkün olmayan zafer tacıdır.

 

İŞBİRLİKÇİLİK ANAFORUNA KAPILMIŞ YÖNETİCİLERİN VARLIĞI BİLİNİYOR

 

1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’nda Yeşilköy’e kadar gelen ve burada karargâh kuran muhasım güçlerin komutanı dönemin Rus Çarı’na şu telgrafı göndermişti: “Uzakta Ayasofya’nın minareleri görünüyor. Bizi durduracak hiçbir kuvvet yok. İstanbul’a girmek için müsaadenizi bekliyorum.” Söz konusu mütekebbir komutanın beklediği izin verilmese de, müteakip dönemler İmparatorluğumuz adına acıklı, hüzünlü ve kayıplarla dolu fırtınalı yıllardı. 1923’e gelesiye kadar pek çok badireye maruz kaldığımız tarihi vesikalarla, yaşanmış ızdırap verici gelişmelerle sabittir, varittir. Her gün bir yerinden yara alan, her fırsatta saldırı ve suikasta maruz kalan Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim kademesinde elbette sorumsuz, düşüncesiz, hatta işbirlikçilik anaforuna kapılmış yöneticiler de vardı ve biliniyordu. 

 

HİÇBİR PADİŞAHIMIZ KENDİ ÇIKARINI DEVLETİN ÇIKARINDAN ÜSTÜN GÖRMEDİ

 

Milletin onur ve şerefini, göğüslerinde iftiharla taşıdıkları nişan ve madalyalar kadar dert etmeyen, önemsemeyen, değer vermeyen devşirilmiş ve iradesini devretmiş bir kısım devlet ricali makus çöküşe doğrudan veya dolaylı hizmet etmişlerdi. Ancak şu mutlak gerçeğin altı da çizmelidir ki, Osmanlı İmparatorluğu’nda tahta çıkan hiçbir padişah asla ve kat’a kendi çıkarını devletinin ve milletinin çıkarı üstünde görmemiştir. Bunun yanında Oğuz soyundan kesinlikle hain çıkmamıştır.

 

MERAL AKŞENER'İN BAŞLATTIĞI ABDÜLHAMİD HAN TARTIŞMASI

 

Son günlerde Osmanlı İmparatorluğu’nun 34’üncü padişahı olan Sultan 2’inci Abdülhamid Han’la ilgili tartışmalar yine alevlenmiştir. 33 yıllık hükümdarlık döneminde yedi düvelle mücadele eden; aklıyla, ahlakıyla, imanıyla, zekâsıyla, sezgisiyle, siyasi maharetiyle İmparatorluğumuzu ayakta tutan hünkârımızı istibdatla bir ananlar tarih cahili olmaları bir yana, milli tarihimize yabancıların gözüyle bakan sefillerdir. Abdülhamid’i kimler sevmiyorsa, tedavi edilmemiş kuyruk acısını hala kimler çekiyorsa, onlara dikkat edeceğiz, çünkü onlar Batı’nın içimize yuvalanmış etki ajanlarıdır, üstelik 1900’lü yılların başında sahnelenen kahpe oyunların günümüzdeki mültezimleridir.

 

ABDÜLHAMİD HAN'I SEVMEYENLER: ERMENİ ÇETECİLERİ, SİYONİSTLER, AJANLAR

 

“Bütün hayatın boyunca vasati bin kişi tanıyacaksın. Bunun beş yüzü seni sevecek, diğer beş yüzü sevmeyecek. Herkes seni seviyorsa sen iki yüzlüsün. Seni hiç kimse sevmiyorsa bu durumda sen kötüsün. Fakat yarısı sevip yarısı da sevmiyorsa sen mükemmel bir insansın, evliyadan birisin.” diyen ve taşı gediğine yerleştiren Merhum Hocamız Prof.Dr. Süheyl Ünver haksız mıdır? Hatalı mıdır? Abdülhamid Han’ın seveni kadar sevmeyeni de vardır ve doğaldır. Bu sevmeyenler güruhu bizim de sevmediklerimizdir, bizim de sırtımızı döndüğümüz sömürge bakiyeleridir. Abdülhamid’i Ermeni çetecileri sevmez, Siyonizmin müellifleri sevmez, sömürgeciler sevmez, casuslar sevmez, Türk ve İslam düşmanları hiç sevmez. Hamd olsun onu sevenler ona yetecek, Müslüman Türk milleti her daim aziz hatırasını sevgiyle, hürmetle ve rahmetle hatırlayacaktır.

 

TARİHÇİ OLDUĞU HALDE TARİH BİLEMZLİK YAPAN MERAL AKŞENER

 

Madem tarihi bilmezler, o halde ne diye gerçeğe kara çalmaya çalışırlar? Bu cüretkârlığı, bu küstahlığı nasıl yorumlayalım? Gafiller ne istiyorlar tarihimizden? Neyin istibdadından bahsediyorlar? Bilmedikleri, bilemeyecekleri, tanımadıkları, tanımaya da kafalarının ve kalplerinin yetmeyeceği büyüklerimizi tevsik edilmiş hangi bilgi ya da belgelerle itham ederler? Eğer Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bugünün Abdülhamid’i olarak görülüyorsa, bizce bunun hiçbir mahsuru yoktur, bilakis gurur duyulacak bir övgünün tezahürü ve tezekkürüdür.

 

ABDÜLHAMİD HAN, NAMERDİN OYUNUNU BOZDU, HAİN VE İŞBİRLİKÇİLERİN UYKUSUNU KAÇIRDI

 

Hürmetle, rahmetle andığımız Merhum Hünkârımız 2’inci Abdülhamid Han hatıralarında şöyle demişti: “Ben hiçbir vakit haşa müstebitlik etmedim. Mutlaka kendi fikrimin de kabul olunmasını istemedim. Cumhur da olsa tabiidir ki kendi fikrini vükelasına bildirecek… Benim fikrim bu meselede şu merkezdedir… Siz de müzakere edin… Kabul ederseniz icra edersiniz. Bir mahsuru varsa tabii icra edilemez demeye hakkınız vardır…” Yine demişti ki, namertle mücadele ederken mert kalmak zordur. Fakat her zaman mert oldu, namerdin oyununu bozdu, hain ve işbirlikçilerin uykularını kaçırdı.

 

NİHAL ATSIZ, ABDÜLHAMİD HAN'I İLK SAVUNAN KİŞİDİR

 

Şu hatırlatmayı da özellikle yapmam gerekiyor; 2’inci Abdülhamid’i ilk savunan, bu kapsamda kalem ve kelam imtiyazına sahip olan değerli şahsiyet ve fikir insanımız Merhum Hüseyin Nihal Atsız’dır. Ülkü Ocakları’nın Atsız kolundan geldiğini uyduran fasa fiso zihniyetler bu hakikatin ne farkındadır ne de itiraf edecek seciyeye sahiptir. Merhum Atsız açık açık diyordu ki: “Abdülhamid, gafletin ve biçareliğin zıddı ne ise, onun en muhteşem temsilcisidir.” Ve “Ulu Hakan Abdülhamid” isimli bir broşürle üretilmiş yalanlara cevap vermiş, kızıl sultan iftirasına Gök Hakan diyerek karşı koymuştu. Abdülhamid’le ilgili temelsiz görüş ve kanaat paylaşımını kendilerinde hak görenler, önce halkın hissiyatını anlamak, hakikatin imbiğinde damıtılmak zorundadır.

 

ATATÜRK AY YILDIZLI AL BAYRAK ABDÜLHAMİD HAN İSE ÜÇ HİLAL'DİR

 

Biz ecdadımıza dil uzattırmayız, tarihimize laf ettirmeyiz, zillete düşenlere geçmişimizi yargılatmayız, devşirmelere akıllarını başlarına devşirmelerini de hassaten tavsiye ve tebliğ ederiz. Hele hele, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Sultan 2’inci Abdülhamid’i cepheleştiren, sudan sebeplerle karşı karşıya getiren kanı bozukları asla affetmeyiz. Osmanlı İmparatorluğu bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti bizimdir, Atatürk bizimdir, Abdülhamid Han da bizimdir. Fitne çıkaranlar, nifak elebaşları, müzevirler, müstebit zihniyetler, münafık ve müfsit emeller bizim gibi görünseler de katiyen bizden değildir. Atatürk Ankara ise Abdülhamid Han İstanbul’dur. Atatürk Dolmabahçe ise Abdülhamid Han Yıldız’dır. Atatürk ay yıldızlı al bayrak Abdülhamid Han da üç hilaldir. İkisini birbirinden ayırmak ne mümkün, Türk milletinin iki büyük değeri, hayır duayla anılacak iki kutlu ismidir.

 

ATATÜRK VE ABDÜLHAMİD HAN KARŞILAŞTIRMASI YAPANLAR

 

Dedelerimize hakaret edenler zillettedir. Milli ve manevi değerlerimize dil uzatanlar ziyandadır ve istikametleri mefluçtur. Şunu da temiz bir vicdanla ifade ve iddia ederiz ki, Atatürk’ü seven Abdülhamid’i de sever, birisini diğerine tercih eden, birisini diğerinden üstün tutan bataktadır, sakat ve savruk bir mantığın esareti altındadır. İyisiyle kötüsüyle geçmişte yaşamış her kim varsa ve yaşanmış her ne olay bulunuyorsa duygularımızla değil, bugünün ölçüleriyle değil, şuurumuzun pırıltılarıyla ve kendi zamanlarının şartlarıyla değerlendirmeliyiz. Bu vesileyle başta 2’inci Abdülhamid ve Aziz Atatürk olmak üzere, muhterem büyüklerimizi, büyük ceddimizi rahmetle, minnetle, hürmetle anıyor, Rabbim her birisinden razı olsun diyorum.

 

Resim

 

 

 

 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: MHP Genel Başkanı, Devlet Bahçeli, bir solcu gibi, Abdülhamid Han, hedef alan, siyasetçiye, tokat gibi cevap, Osmanlı Devleti, Türkiye, Atatürk, MHP
Yorumlar
Haber Yazılımı