Adana Ülkü Ocakları'ndan Türk Kadınlığı Semineri

MHP Adana İl Başkan Yardımcısı Yeşim Akkaş, Adana Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Korkut'un zoom programı üzerinden gerçekleştirdiği "Cumhuriyet Döneminde Türk Kadınlığı" konulu seminerde konuştu.

 

CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRK KADINLIĞI

 

Kadın, aile ve toplum arasındaki en önemli bağdır. Toplumsal sistemin işleyişine katkısı büyüktür. Mustafa Kemal Atatürk, Türk toplumunu muasır medeniyetler seviyesine ulaştıracak gücün, toplumsal değişme doğrultusunda yetiştirilmiş gençlerden oluşacağını düşünmüştür. Cumhuriyet kadınını, hem aile içerisinde hem de toplumun her alanında erkeklerle eşit haklara sahip kadın olarak belirlemiştir. Bu doğrultuda Cumhuriyet’in ilk yıllarında ülkenin geri kalmışlığı ile kadınların erkeklerden çok farklı ikincil konumda tanımlanmış olması arasında bir bağlantı kurmuş ve kadının hem toplumsal hem de siyasal alandaki konumunu yeniden biçimlendirmeye ve toplumdaki görevlerini yeniden tanımlamaya yönelik çalışmalar başlatmıştır. 

 

TÜRK KADININ KURTULUŞ SAVAŞI'NDAKİ MÜCADELESİ 

 

I.Dünya Savaşı sonrasında Milli Mücadele döneminde kadınlarımızın gerek cephede, gerekse cephe gerisinde göstermiş olduğu fedakârlık örneği ve mücadele azmi, onların gerçek kimliklerini, erkeklerle aynı vatansever duygularla mücadele etmek suretiyle göstermeleri bakımından önemlidir. Atatürk, 1923’te Konya’da yaptığı bir konuşmada Türk kadınları için şöyle demektedir: ''Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletin Anadolu köylü kadınının fevkinde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur. Ve dünyadaki hiçbir kadın ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gösterdim diyemez .''

 

ATATÜRK'ÜN TÜRK KADININI EŞİT HAKLARA KAVUŞTURAN HAMLELERİ

 

Atatürk, Cumhuriyet öncesinde ve sonrasında düşündüğü ve ifade ettiği gibi kadının sosyal, ekonomik ve siyasal durumunu düzeltmek için girişimlerine başlamıştır. Kadının başta eğitim olmak üzere, hukuk, çalışma, siyasal katılım, toplumsal yaşamda ve aile yaşamında eşit haklara sahip olarak yerini alması için gereken tüm atılımlar yapılmış ve mümkün olan kısa zaman içinde gerçekleştirilmiştir. 

 

MEDENİ KANUNUN ÇIKMASI TÜRK KADINININ ZAFERİDİR

 

Medeni Kanun, 4 Nisan 1926’da kabul edilerek yürürlüğe girdi. Çok kadınla evliliğin yasaklanması, evliliğin resmi makamlarca onaylanması (resmi nikâh), boşanma konusunda kadın ve erkeğe, miras konusunda kız ve erkek çocuklara eşit haklar tanınması gibi, aile hayatına ilişkin düzenlemelerle, aslında hedeflenen ona çağdaş bir hayat tarzı sunmaktı. Hukuk alanındaki bu önemli değişiklik, Türk kadınının büyük bir zaferi olmuştur.

 

TÜRK KADINININ SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI KAZANMASI

 

3 Nisan 1930 tarih Türk kadınına ilk kez belediye seçimlerine katılma, seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. 26 Ekim 1933 tarihli değişiklikle de Köy Kanununa, kadınların Köy İhtiyar Heyetine ve Muhtarlığa seçilme ve seçme hükmü konmuştu ki bu, belki ilk siyasi yasadan çok daha temele hitap eden bir karar idi. 5 Aralık 1934 tarihinde kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmesinin ardından içlerinde Afet İnan’ın da bulunduğu kadınlar sabahın erken saatlerinde Beyazıt’ta toplanarak büyük bir miting düzenlemişler ve sonrasında toplu olarak Meclise gitmişlerdir ve teşekkürlerini iletmişlerdir.Büyük sevinç ve heyecan yaşayan kadınlar, Ankara’dan ve bütün memleketten Atatürk’e mütemadiyen teşekkür telgrafları da göndermişlerdir. Bu dönemde kadınların birçok Avrupa ülkesinde seçme ve seçilme haklarından henüz yoksun olduklarını göz önünde bulundurduğumuz zaman, Atatürk’ün ileri görüşlülüğünü bir kez daha göstermiş olduğunu anlarız. 

 

TÜRK KADINLARINDA İLKLER

 

1892: İlk Türk kadın romancı Fatma Aliye Hanım”Muhadarat” adlı ilk romanını kendi adıyla yayımladı. 

 

1920: İlk Türk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu (Ahmet Ağaoğlu’nun kızı) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu.

 

1920: İlk Türk kadın tiyatro sanatçısı Afife Jale İstanbul’da sahneye çıktı.

 

1921: Dr. Safiye Ali Almanya’da tıp eğitimini tamamlayarak ilk Türk kadın hekim olarak tarihimizdeki yerini aldı. 

 

1930: İlk kadın belediye başkanı Sadiye Ardahan Artvin-Yusufeli/Kılıçkaya Beldesi’den seçildi.

 

1933: Aydın (il)’inin bugün ilçe statüsü taşıyan Karpuzlu köyünde ilk kadın muhtar Gül Esin yaklaşık 500 oy alarak seçildi

 

 8 Şubat 1935: Türkiye Büyük Millet Meclisi 5. Dönem seçimleri sonucunda başta Hatı Çırpan olmak üzere 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi, ara seçimlerde bu sayı 18’e ulaştı. 

 

1936: Eskişehir Askeri Hava Okulu’ndan mezun olan Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen dünyanın ilk kadın savaş pilotu oldu. 

 

ZAMAN DEĞİŞSE DE TÜRK KADINI HEP DEVLETİN VE MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞI İÇİN MÜCADELE ETTİ

 

Türk Kadını; milletinin bağımsızlığı ne zaman tehlikeye düşse, evlattan, anadan, babadan ve yardan vazgeçmiş ama ülkesinin bağımsızlığından vazgeçmemiştir. Yeri gelmiş ordunun başına geçmiş Tomris Hatun olmuş, yeri gelmiş devletin başına geçmiş Raziye Sultan olmuş, yeri gelmiş cepheye mermi taşımış kundakta bebesini bırakıp Nene Hatun olmuş, destanlar yazmış Hayme Ana olmuş, Halide Edip Adıvar olup Sultan Ahmet Meydanında miting yapıp milyonların gönlünde bağımsızlık ateşi yakmıştır. Değişen sadece zaman olmuş, yıllar, yüzyıllar olmuş fakat fıtrat o fıtrat, kan o kan kalmıştır.