Türkiye Bir Operasyon Alanı mı?

Büyük Ortadoğu Projesi açıklandığından bu yana, Türkiye’nin de komşu bulunduğu ve tarihi, kültürel ve ekonomik ilişkilerinin yoğun olduğu, coğrafya da huzur görmek hayal oldu. Mısır’dan gelen haberlere bakarsak yine yüzlerce ölü ve yaralı var. Oluk oluk kan akıyor. Bu bize “Mısırlının kendi kendine ettiğini kimse Mısırlıya etmemiştir” diye düşündürttürerek, ister istemez acı bir tebessümün dudaklarımız da oluşmasına neden oluyor. Çünkü küresel gücün keyif sürdüğü coğrafya da, haçlı dünyası, BOP coğrafyasında dökülen kanın üzerinde mutlu bir şekilde yaşıyor. Tabii şunu da unutmamalıyız ki; Türkiye’de Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bir ülkedir ve başbakanı da BOP’un eş başkanıdır. Ortadoğu coğrafyasının yangın yerine dönmesinden elbette Türkiye’de etkilenecektir. Ancak bu etkilenmenin boyutu ve bu boyutu asgari düzeyde tutacak iç ve dış politikanın izlenmesi Türkiye açısından çok önemlidir. Ben, Türkiye’de; 28 Şubat sürecini, Prof. Dr. Esad Çoşan’ın ölümündeki karanlığı, Fethullah Gülen’in Amerika’da ikamete mecbur tutuluşunu, AKP’nin iktidar oluşunu ve bu iktidarın sürdürülüşünü, Ergenekon, Balyoz ve diğer davaları, çözüm denilen süreci, bazı siyasetçilerin tasfiyesini, Gezi Olaylarını, TSK’nın etkisizleştirilmesini, genel af dillendirmelerini, medyanın yandaşlaştırılmasını, yeni anayasa dayatmalarını, futbol da şike operasyonlarını ve finans sektörünün küreselcilerin eline teslimi ile diğer benzer olayların tamamına yakınını BOP projesi ile ilişkilendiriyorum. Yani hiçbir şey tesadüf ve nedensiz değil… Hatta Lübnan’da THY pilotlarının kaçırılışı bile bu işin bir parçasıdır diye düşünüyorum. Türkiye’nin durumunu ise, bu BOP projesinden asgari düzeyde etkilenmek için, devamlı surette aslanlara sürüden bir “Sarı Kız” vermeye benzetiyorum. Ancak bu “Sarı Kız” verme işi Türkiye’yi küresel güçlerin bir operasyon alanı olmaktan koruyabilecek mi? Bu süreçte Türkiye’nin en büyük talihsizliği, yönetimde bulunan iktidarın; Türk Milleti ve Türk devleti ile tarihsel bir hesaplaşma içinde olmasıdır. Eğer böyle olmasaydı süreç daha az hasarla atlatılabilirdi. Hükümeti, aklı başında olan herkes uyarmaktadır. Bu geminin içinde hepimiz olduğuna göre herkesin aklıselim olması gerekir. Türkiye’nin küresel güçlerin bir operasyon alanı olabileceğini gören Devlet Bahçeli, önümüzdeki zaman diliminde bir iç çatışma olasılığına vurgu yapmaktadır. Devlet Bahçeli’nin uyarıları önemlidir. Bahçeli’nin yıllardır yaptığı uyarılar da ne kadar haklı olduğu gün geçtikçe ortaya çıkmaktadır… Maalesef bazı kişilerin, önümüzdeki sonbaharın Türkiye için çok zor geçeceğini açıklaması ve medya da bu tür haberlerin yer bulması düşündürücüdür. Bu konu da hazırlıkların yapıldığı yazılıyor ve konuşuluyor. Hatta Prof. Dr. Ümit Özdağ ısrarla pkk’nın “her eve bir kaleşnikof” kampanyası başlattığını söylüyor. Ancak ateş olmayan yerden de duman çıkmaz.  Türkiye’nin BOP projesi kapsamında, küresel güçlerin bir operasyon alanı olması iktidarı muhalefeti velhasıl hepimiz tarafından engellenmelidir. Mısır’daki tablo bizim gözümüzü açmalıdır… BOP projesi ve bu projenin bir parçası olan Türkiye ile ilgili yıllardır küresel (emperyalist) gücün operasyonları vardı. Ancak bunlar ekonomik ve kültürel boyuttaydı. Bazen küçük çaplı iç çatışma boyutuna da taşındı. Ama şimdi jeopolitiğinin dağıtılmış olduğu düşünülen Türkiye’nin, yeni ve son bir operasyonla parçalanabileceği ve Türk Milletine tasma takılabileceği hesaplanıyor… Herkes uyanık olmalı… Mısır’ın haline bakınca bunları düşünmeden edemedim.