Osman Diyadin Cumhur İttifakına Oynanan Oyunu Çözdü

İnternet Haber Sitesinde yayınlanan 'At izi it izine karıştı' başlıklı köşe yazısında muhalefetin gayri milli tutumuna karşı iktidarın verdiği Bağımsızlık mücadelesini anlatan Gazeteci Yazar Osman Diyadin, sosyal medya hesabından ise Cumhur İttifakına destek olduklarını zanneden birilerinin iktidarın Bağımsızlık mücadelesine destek olacak Ulusalcıları nasıl küstürdüğünü dile getirdi.

 

OSMAN DİYADİN'İN AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI YAZISINDAN ALINTILAR

 

Öyle bir ülke olmuşuz ki. Değerlerini değersizleştirme. Başarılı olanları aşağı çekme. Milli ve manevi değerleri öğütme. Siyasi çıkarlar için devleti örseleme. Devletin polisine fütursuzca hakaret. Devletin askerini şerefsizce karalama. Devletin kurumlarını itibarsızlaştırma. Ülkenin bakanlarını alçakça aşağılama. Cumhurbaşkanına her türlü hakareti etme. Milleti birbirine kırdırmak için her yolu mubah saymak. Ülkenin milli ve yerli üretimlerini kötülemek… Kısacası; siyasi emelleri için milletin ve devletin mutsuzluğu üzerine mutluluk inşa etmeye çalışanları ibretle izliyoruz…

 

Bir düşünün bununda başını 'Devletin kurucu partisiyiz' diyenler yapıyor. Yerli otomobil TOGG'a karşı olmak, dünyanın konuştuğu İHA ve SİHA'larla dalga geçmek, Nükleer Enerji Santralını istememek, hiç bir milli konuda iktidarın yanında olmamak. TSK ve Güvenlik güçlerinin terörle mücadelede elde ettiği büyük başarıyı dile getirmek yerine kimyasal silah yalanı ile bu başarıyı gölgelemek. Nasıl bir akıl tutulmasıdır? Nasıl bir siyasi çürümedir? Anlaşılır gibi değil. Neymiş efendim iktidar olacaklarmış. 'Türkiye batsın önemli deği yeter ki biz iktidar olalım!' ihaneti bu! Batsın sizin iktidar olma hevesiniz. Cumhuriyet tarihi böyle bir 'Gayri Milli' duruş sergileyen muhalefet birleşenleri  görmemişti! Birbirine hiç benzemeyenler birbirine benzemiş! Bir düşünün Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu Erdoğan'ı devirmek için CHP ile kolkola girmiş! Meral hanım 'Selahattin Demirtaş cezaevinden çıkarılsın' diyecek! Bir zamanlar 'Kahrolsun ABD' diyen CHP 'Yaşasın ABD' der gibi olmuş! Rüyanızda görseniz inanmazdınız!..

 

Diyeceğim şu ki, Türk siyaset sahnesinde At izi it izine karışmış durumda. Dünyanın Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde büyük bir hayranlıkla izlenen Türk Devletinin altına dışarıda organize edilen oyunlarla içeriden dinamit koymak için var gücü ile çalışanları artık görmek gerekir. İşte at izi ile it izini ayrıştırmak sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değil Türk milletinin de görevidir. Çünkü mesele Tayyip Erdoğan’ın varlık meselesi değil Türkiye Cumhuriyeti devletinin 'Bağımsızlık' meselesi haline gelmiştir. 'Türk askeri kimyasal silah kullanıyor. Türk polisi uyuşturucu ticareti yapıyor. Türk Devleti kirli para kullanıyor' diyerek ortalıkta gezenlere Türk milleti asla prim vermemeli… 2023 seçimleri bir milli mesele haline dönüşmüştür. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti için 'Olmak ya da olmamak' seçimidir bu…

 

OSMAN DİYADİN'İN SOSYAL MEDYADAN YAPTIĞI TESPİT

 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 84. yıl dönümü nedeniyle yaptıkları açıklamalarda, Cumhur İttifakı'nı destekliyor gibi görünüp Bağımsızlık Mücadelesi veren Atatürk'ü hedef alanların aslında Cumhur İttifakı'na zarar verdiğine dikkat çeken Gazeteci Yazar Osman Diyadin, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, ''Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasına çamur atarak Cumhur ittifakına destek olduklarını zannedenler; Aslında Atatürk’e değil Cumhur ittifakına ihanet ediyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'a oy veren ve verecek milyonlarca Cumhuriyet ve Mustafa Kemal sevdalılarını küstürüp oy veremez duruma getiriyorlar.'' dedi.

 

OSMAN DİYADİN'İN KÖŞE YAZISI SOSYAL MEDYA AÇIKLAMASINA DEĞERLENDİRME

 

Gazeteci Yazar Osman Diyadin'in köşe yazısı ve sosyal medyadan yaptığı açıklama, 'At izi it izine karıştı' düzleminde ele alındığında; Atatürkçü olduğunu söyleyen CHP ve ittifak ortaklarından bazılarının, Atatürk'ün Bağımsızlık Mücadelesini devam ettiren siyasi iktidarı hedef almasının tuhaflığını ve Cumhur İttifakını destekliyor görüntüsü altında Atatürk'ü hedef alarak, Bağımsızlık Mücadelesinde Cumhur İttifakına destek olma ihtimalleri yüksek olan muhalif cenahtaki Ulusalcıları küstürmeye çalışmasının tuhaflığını göreceksiniz.

 

BAŞBUĞ TÜRKEŞ VE LİDER BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ

 

Başbuğ Alparslan Türkeş, ''Her kim Türk ve Atatürk düşmanıdır. Biliniz ki onlar, Malazgirt'te, İstanbul'un fethinde, Çanakkale'de ve İstiklal Harbinde mağlup ettiklerimizin Anadolu'da kalmış tohumlarıdır.'' demişti.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Hiç kuşku yok ki, İstanbul’u fetheden yüksek iman kadar işgalden kurtaran muhteşem irade de değerlidir. Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti birbirinin zıddı değildir. Osmanlı İmparatorluğu Oğuz neslinin devamı, Türkiye Cumhuriyeti bu neslin varisidir. Fatih neyse Atatürk odur. II. Abdülhamid Han nasıl değerliyse Atatürk de bir o kadar değerlidir. Lekeli dostlarıyla iktidar olmak için hedef koyan CHP’nin, arada ve arafta kalmanın sancısını çeken İP’in, kendilerine bizzat Cumhuriyet’in bekçisi rolü vermiş kişi ya da grupların çırpınışları boşunadır. Haçlıların bugünkü uzantıları Kılıçdaroğlu’yla ve diğer zillet ortaklarıyla aynı yolun yolcusu, aynı senaryonun figüranlarıdır. ABD'ye şaibeli bir ziyaret yapan Kılıçdaroğlu, zalimlerin içimize sızdırdığı Truva atıdır. Bu Kılıçdaroğlu ve zilletin diğer partileri emperyalizmin maşasıdır. Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi gayri milli, gayri ahlaki, gayri meşru bir savrulmanın tam göbeğindedir. HDP’ye bakanlık vaadinde bulunan, terörle mücadeleye karşı çıkan, PKK’nın arkasında vagon olan, Türkiye düşmanlarıyla düşüp kalkan, Milli haklarımıza, egemenlik hukukumuza itiraz edip kara çalan bugünkü CHP'nin başındaki Kılıçdaroğlu CHP’yi tanınmaz hale getirdi. Aziz Atatürk yaşamış olsaydı, bugünkü CHP yönetiminin gözünün yaşına bakmaz kulaklarından tuttuğu gibi kapının önüne koyar, alayını birden kovardı. Kılıçdaroğlu, HDP’ye zeytin dalı uzatan, PKK’ya gülücükler saçan, FETÖ’yü umutlandıran, Türkiye düşmanlarına köprü olan politikalarından geri dönmelidir.'' demişti.

 

ÜSTADININ İZİNDEN AYRILIP DARBEYE KALKIŞAN FETULLAH GÜLEN

 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Yedi Düvel'e karşı Milli Mücadele verip Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğu bir bir dönemde, İngilizlerin kışkırtmasıyla harekete geçen Şeyh Sait, 13 Şubat 1925 tarihinde yeni kurulan Türk Devletine karşı isyana başlıyor. Devlete karşı isyana dini gerekçe arayan Şeyh Sait, kendisine yardım etmesi için Bediüzzaman Said Nursi'den yardım istiyor.

 

Kendisinden Türk Devletine isyanda yardım isteyen Şeyh Sait'e bir mektupla cevap veren Bediüzzaman Said Nursi, ''Yaptığınız mücadele kardeşi kardeşe öldürtmektir ve neticesizdir. Türk milleti İslâmiyet’e bayraktarlık etmiş, dini uğrunda yüz binlerle, milyonlarla şehit vermiş ve milyonlar veli yetiştirmiştir. Binaenaleyh kahraman ve fedakâr İslam müdafiilerinin torunlarına, yani Türk milletine kılınç çekilmez ve ben de çekmem. Kılıç harici düşmana karşı çekilir. Dahilde kılıç kullanılmaz. Teşebbüsünüzden vazgeçiniz.'' diyor. İşin ilginç yanı ise, Bediüzzaman Said Nursi'nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, Şeyh Sait'in isyan hazırlığında olduğunu bildirmesi ve isyanın durdurulmasını istemesidir.

 

Bediüzzaman Said Nursi'nin ''İslam Sancaktarlığı yapan Türk Milletine kılıç çekilmez'' düsturu ortadayken, Bediüzzaman Said Nursi'nin  yolundan gittiğini günümüzde iddia ederek Nur Cemaatinin kanaat önderliğini yapan Fetullah Gülen'in, 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ele geçirmek için hain bir darbe girişimine kalkışması manidar değil mi?

 

HABERE KONU OLAN KÖŞE YAZISI VE AÇIKLAMALARA DÖNECEK OLURSAK

 

Cumhur İttifakı'nı desteklediklerini beyan ettikleri halde Cumhur İttifakı'na zarar vermek için hiçbir fırsatı kaçırmayanlar, aktif olarak heryerde çalışıyor. Cumhur İttifakı'nı destekliyor gibi görünüp Bağımsızlık Mücadelesi veren Atatürk'ü hedef alanların aslında Cumhur İttifakı'nı yıkmak için çabaladıkları, gün ışığı gibi ortadadır. Kim bunlar? Elbetteki, FETÖ'cüler. Dertleri nedir? Bağımsızlık Mücadelesinde Cumhur İttifakına destek olma ihtimalleri yüksek olan muhalif cenahtaki Ulusalcıları küstürüp, 6'lı muhalif ittifakta kalmalarını sağlamak.

 

Türkiye'yi ekonomik, siyasi ve askeri olarak kuşatmaya çalışan küresel güçlere karşı Yerli ve Milli politikalar izleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'nin bekasına yönelik tehditleri bertaraf edebilmek için siyasi iktidara destek veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye karşı olanlara bir bakınız. Kim bunlar?  Elbetteki, FETÖ'cüler, PKK'lılar ve bu iki terör örgütüne kucak açanlar. 

 

15 Temmuz hain darbe girişimiyle küreselciler adına Türkiye'yi ele geçirmek isteyen FETÖ'cüler ve Marksist Leninist bir örgüt olarak kuruldukları halde esasen ABD'nin bir asırlık Türkiye'yi parçalama stratejisine hizmet eden terör örgütü PKK, kimi destekliyor? FETÖ'cüler, 6'lı muhalif ittifakta yer alan siyasi partileri destekliyor. Terör örgütü PKK'nın siyasi temsilcisi HDP ise 6'lı muhalif ittifaka masa altından destek veriyor.

 

Ak Parti'nin Başörtüsü meselesinde hazırladığı Anayasa değişikliği teklifini HDP'ye de götürmesi konusunun kaşınması, Türkçe'nin tartışmaya açılması, MHP'yi Kürt düşmanı gösterme çabaları, Cumhur İttifakı'nda yer alan MHP'nin Ak Parti'ye zarar verdiği yönünde algı oluşturulma çabaları, muhalif cenahtaki Ulusalcıların Cumhur İttifakı'na vereceği desteğin önüne geçme çabalarının tamamı, son hızla 2023 seçimlerine yaklaşan Türkiye'de büyük bir oyunun parçası olarak karşımıza çıkıyor. Ve bu oyunda At izi it izine karıştı.

 

Netice itibariyle, Gazeteci Yazar Osman Diyadin'in köşe yazısının son bölümünde belirttiği gibi; ''2023 seçimleri bir milli mesele haline dönüşmüştür. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti için 'Olmak ya da olmamak' seçimidir bu.''