Öcalan’ı 2015’te Serbest Bırakma Eylem Planı

PKK lideri Abdullah Öcalan’ı serbest bırakmak için ellerinden gelen her türlü çabayı gösterenlerin, 2015 yılına ait planları şekillenmeye başladı. PKK’nın ‘’Öcalan’ı Serbest Bırakma Eylem Planı’’ ile AKP’nin ‘’Yeni Türkiye’yi İnşa Etme Planı’’ önümüzdeki günlerde kesişiyor.   AKP ile PKK’nın, Oslo’da başlayan masa başındaki pazarlığı İmralı’da devam etmişti. Bu pazarlıkta PKK’nın liderleri Öcalan’ı hapisten çıkartıp Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde kurulacak olan Kürdistan’ı yönettirme hedefine karşılık, AKP’nin Recep Tayyip Erdoğan’ı Başkanlık Sistemi ile Başkan yapma hedefi ön plana çıkıyor.   Hapisten çıkan PKK’nın eski partisinin milletvekili Hatip Dicle, ‘’20. Yüzyılda dört parçaya ayrılan Kürtler, 21.yüzyılda kefeni yırtarak çözüm süreciyle hedefe yürüyor. Bisikleti hızlandırmak gerekir. Önce hapisteki tüm arkadaşlarımız çıkacak. En sonunda ise liderimiz Abdullah Öcalan hapisten çıkacak. Öcalan, 2015 yılındaki Nevruz kutlamalarına katılacak.’’ açıklamasını yapıyor.   Öcalan’ın AHİM kararlarıyla hapisten çıkarılma çalışmaları bir yandan sürerken, bir yandan da Öcalan’ın hür kalması için AKP ile pazarlıklar sürüyor. Günümüzde, Recep Tayyip Erdoğan imzalı yasa tasarısı TBMM’ye getiriliyor. Bu yasa tasarısının içeriğine bakıldığında, PKK’nın talepleri doğrultusunda hazırlandığını görmemek için kör olmak gerekir.   AKP, PKK ile pazarlık etmediğini şeref ve namus kavramlarını ortaya koyarak inkar etse de her inkar edişte PKK ile pazarlık ettikleri bir şekilde ortaya çıkıyor. AKP’nin elli bin kişinin katili bir terör örgütü ile pazarlık etmesinin perde arkasında ne var?   AKP’nin önümüzdeki yıllar için öngördüğü, Yeni Türkiye’yi İnşa Etme Planı’nın odak noktası, Erdoğan’ın Başkan olmasıdır. Erdoğan’ın Başkan olabilmesi ise önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimine bağlıdır.   MHP lideri Bahçeli’nin fikir babalığını yaptığı Çatı Aday formülü gereğince, MHP ve CHP’nin ortak aday belirlemesi ve bu çatı adaya diğer siyasi partilerin destek vermeye başlaması, AKP’nin Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı yapma planını zora sokmuş görünüyor.   On iki yıldır Başbakanlık yapan AKP lideri Erdoğan’ın % 43 civarındaki oyuna karşılık, Çatı Adayı olarak ismi yeni ortaya atılan Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu’nun % 40’ı aşan bir halk desteği var. Yıpranmış bir Erdoğan’a karşı ismi şaibelere bulaşmamış İhsanoğlu’nun, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar halk desteğinin Erdoğan’ı geçeceği artık görülüyor.   Bu şartlarda, Erdoğan’ın İhsanoğlu’ndan fazla oy alma ihtimali, tek bir şarta bağlıdır. Bu şart ise PKK’nın partisinin AKP adayı Erdoğan’ı desteklemesidir. İlk turda kendi Cumhurbaşkanı adayına oy verecek olan PKK’lılar, ikinci turda partililerini serbest bırakma görüntüsü adı altında Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı yapmak için çalışacaklar. 2010 Referandumunda da bu yolu deneyerek başarıya ulaşmışlardı.   Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda, kendi gücünü ikinci tur öncesi Öcalan’ı serbest bırakma pazarlığı yapmak için göstermek isteyen PKK, adaylarına olabildiğince çok oy toplayacaklar. İlk turda Cumhurbaşkanı seçilemeyen Erdoğan ise PKK’nın Öcalan’ı serbest bırakma şartını kabul etmek durumunda kalarak yola devam edecektir.   Diyelim ki, AKP-PKK işbirliğiyle Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. Öcalan’ı nasıl serbest bırakacak? Öncelikle AHİM kararı yoluyla Öcalan’a serbestiyet kazandırma taktiği izlenecek. İkinci aşamada ise Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın Öcalan’ı affetme taktiği izlenecektir.   Bu stratejiye AKP’nin içerisindeki Milli düşünenlerin hemen itiraz edeceğinin bilincindeyim. Ancak, AKP ile PKK’nın her türlü pazarlığını görmesine rağmen, AKP’ye her türlü desteği vermekten çekinmeyen AKP’li seçmenlerin bu manada konuşmaya hakkı var mı?   AKP’li seçmenler, ilk turda liderlerini Cumhurbaşkanı seçtiremezlerse bilmelidirler ki, ikinci turda PKK’nın partisinin desteğiyle Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirme stratejisiyle baş başa kalacaklar. Eğer PKK’nın partisinin desteğiyle Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirecekler ise elli bin kişinin katili Abdullah Öcalan’ın da serbest kalmasına icazet vermiş olacaklar.   Bu durumda, her platformda İslami değerleri ön plana çıkartıp Müslüman Türk Milletimizin hissiyatlarını kullanan Recep Tayyip Erdoğan, ateist bir katilin yardımıyla Cumhurbaşkanı seçilecek. Müslüman Türk Milletimizin AKP’ye oy verenleri de ateist katilin hapisten çıkmasına icazet verecek. Müslümanlığına toz kondurmayan AKP’li seçmenler, ateist bir katilin hapisten çıkmasına izin verecek mi?   İslami değerleri ön plana çıkarttığından dolayı Recep Tayyip Erdoğan’a bugüne kadar aldanıp AKP’ye oy veren seçmenler, Erdoğan’ın karşısında Cumhurbaşkanı adayı olan Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu’nun, Erdoğan’dan daha ileri seviyedeki İslami bilgi ve tecrübesini hala görmeyecek mi?   AKP cenahı, İhsanoğlu ismi ortaya çıktığından bu yana iftira kampanyasını hızlandırdı. Şükürler olsun ki, İhsanoğlu’nun mazisinde ayakkabı kutularına saklanan yeşil dolarlar, fakir bir yaşantıdan gelip de aşırı bir zenginliğe ulaşması, evlatlarının gemicik sahibi olması, yandaşlarını zengin etmesi gibi rezaletler yok.   İhsanoğlu’nun mazisinde İslama hafız olarak hizmet etme ve İslam Örgütlerinde Ortadoğu’nun kan gölüne dönmesini engelleyecek tedbirler var. Erdoğan ile İhsanoğlu’nun ayrı düşmesine sebep olan hadise Ortadoğu politikaları konusunda ters düşmesidir. İhsanoğlu, Erdoğan’ın kanlı Ortadoğu politikalarına icazet vermediği için Erdoğan ile yolları ayrıldı.   Ortadoğu, İhsanoğlu’nun politikalarından uzaklaşılıp, Erdoğan’ın politikalarına yaklaşıldığı için günümüzde kan gölüne dönüşmüştür. Ortadoğu’daki akan kanın en büyük sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Arap Baharı dedikleri ucube strateji, Müslüman kanının oluk oluk akmasından başka ne işe yaradı? AKP seçmenleri, Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı yaparsa, Ortadoğu’da daha fazla Müslüman kanı akıtılmasına icazet vermiş olacaklardır. Ortadoğu politikalarının PKK ayağına baktığımızda, dört parçalı Kürdistan’ın oluştuğu PKK’lı Hatip Dicle’nin söyleminden de anlaşılıyor. Bu yüzyılda ise bu dört parçanın birleşmesi sağlanacaktır. Dört parçanın birleşmesi politikasının zemini hazırlanırken, PKK lideri Öcalan’ın hapisten çıkması sağlanılmaya çalışılıyor. Dört parçalı Kürdistan’ın birleşmesinden oluşacak Kürdistan’ın Başkanı ise PKK lideri Öcalan olacak.   Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olursa, en kısa zamanda Başkanlık Sistemine geçilecek ve Erdoğan Başkan olacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünmesiyle dördüncü ayağı tamamlanacak olan Kürdistan’ın Başkanı ise PKK lideri Abdullah Öcalan olacak.   Bütün bu stratejiler, değişik platformlarda dile getirildi. Ancak, AKP’li seçmenler partilerine oy vermeye devam ettiler. 2014 Yerel Seçimlerinde uyanacaklarını düşündüğümüz AKP’li seçmenlerin, uyanmadığını hep birlikte gördük.   AKP’li seçmenler, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de uyanmazsa ne olur? 2015 yılında, Türkiye’nin Batısında Erdoğan Başkanlık yaparken, Doğusunda Öcalan Başkanlık yapar. AKP’li seçmenlerin istediği bu mudur? En azından içerisindeki Milli düşünenlerin istediğinin bu olmadığını çok iyi biliyoruz.   AKP’li seçmenlerin istedikleri, PKK seçmenlerinin yardımıyla iki başlı Başkanlık Sistemi değilse, o zaman uyanma vakti gelmiştir. Bir Müslüman, vatanı bu kadar tehlikedeyken uyanmayacak da ne zaman uyanacaktır?   Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse, bütün vebal AKP seçmeninindir. Ahirette hesabını verecek olan sizlersiniz. Ancak, vatan bölündüğünde bu dünyada Müslüman Türk Milletine verecek bir hesabınızın da olacağını unutmayınız.