MHP'li Özarslan'dan Ülkücüleri Hedef Alan AB'ye Tepki

AB ve Üye Ülkelere Ülkücü Hareketi yakında izleme çağrısı yapan Avrupa Parlamentosu'na tepki gösteren MHP Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan, AB'nin Ülkücü Hareket'i terör örgütleri listesine ekleme çağrısının çifte standart ve tutarsızlık olduğunu belirterek, Türkiye'nin devlet destekli terörizmden örgüt destekli terörizm stratejisine geçme alıştırması yapan AB ile ilişkilerini sorgulaması gerektiğini söyledi.

 

AB'NİN ÜLKÜCÜ HAREKET'İ TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİNE EKLEME ÇAĞRISI TUTARSIZLIKTIR

 

Avrupa Parlamentosu'nun dün onaylanan "2019-2020 Türkiye Raporu", baştan sona tutarsızlık ve çifte standart örneklerinden oluşmaktadır. Ülkücü Hareket'i, AB'nin terör örgütleri listesine ekleme çağrısı ise bu örneklerin zirvesini teşkil etmektedir. Avrupa Parlamentosu, AB'nin organik yapısı içinde ikincil öneme sahip, yıllardır kimlik arayışı içinde olan ve kendini kabul ettirme gayretinde bir kurumdur. Adındaki "parlamento" tabirine rağmen, bir yasama organı değildir. Bu konuda, sınırlı yetkilere sahiptir.

 

AB TÜRKİYE'YE KARŞI HER ZAMAN ÇİFTE STANDART UYGULADI

 

Avrupa Parlamentosu'nun onayladığı bu rapor, hukukî niteliği itibarıyla bağlayıcı değildir. Hiçbir AB üyesi devlete de herhangi bir yükümlülük getirmemektedir. Tavsiye niteliğinde bir belgedir. Öte yandan AB, genel dış politika stratejisi itibarıyla Türkiye'ye karşı her zaman çifte standart uygulamıştır. Özellikle Türkiye'ye yönelen terörizm tehdidinde ve  terörizm örgütlerine bakışında, hemen her durumda uluslararası hukuka aykırı bir tutum takınmıştır.

 

AÇIKÇA TERÖR ÖRGÜTLERİNE DESTEK VEREN AB'NİN 'ÖRGÜT DESTEKLİ TERÖRİZM' STRATEJİSİ

 

AB üyesi devletlerin ciddi bir bölümü de açıkça terör örgütlerine destek vermiştir. Bu yönüyle "devlet destekli terörizm"i bir politika olarak belirlemiş ve uygulamışlardır. Şimdi aynı politikanın, örgüt kimliğiyle AB politikasına dönüştürülmeye çalışıldığı görülmektedir. AB'nin bu yöndeki tercihi, kendisini bağlar ancak politikasındaki bu eğilim, uluslararası hukuk öğretisinde yeni bir kavramın ortaya çıkmasına yol açar ki bu da "örgüt destekli terörizm"dir. Bu yöndeki bir tutum, AB'nin "örgüt destekli terörizm" kavramına alışmasına yol açar.

 

TÜRKİYE, AB ÜYELİK SÜRECİNİ SORGULAMALIDIR

 

Ülkücü Hareket'i bir terör örgütü olarak nitelendirme teşebbüsü, üzerinde durulmaya değmeyecek bir alçaklıktır. Bu bağlamda, artık asıl sorgulanması gereken mesele, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecidir. AB'ye üyelik hedefi, bu kadar tek taraflı ve çifte standartlı bir yaklaşıma rağmen sürdürülebilir midir? AB'nin içine girdiği çok yönlü ve telafi edilemez çıkmazların AB'ye sürekli irtifa kaybettirdiği bir durumda, AB üyeliği, Türkiye için gerçekçi midir?