MHP'li Aksu MHP'nin Stratejik Hedeflerini Açıkladı

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, TBMM Genel Kurulu'nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi'nin tümü üzerine MHP Grubu adına yaptığı konuşmada, tüm dünyayı ve ülkemizi sarsan krizlerin  yok sayılamayacağını ve salgın, doğal afet, ekonomik saldırılar ve terörle boğuşan Türkiye'nin mücadeleden yüz akıyla çıktığını belirterek, MHP'nin 21 yüzyılda Türkiye'nin bölgesinde lider ülke olmasını stratejik olarak hedeflediğini ve tehditleri bertaraf eden Türkiye'nin milli kaynakları hareketlendirerek bölgesine hükmeden küresel bir güç olacağını söyledi.

 

TÜRKİYE SALGIN SÜRECİNİN YÖNETİMİNDE YÜZ AKI OLDU

 

MHP olarak 2021 yılı bütçe teklifini değerlendirirken temel ilkemiz; ekonomik, mali ve sosyal politikalarla birlikte, yürütülen terör mücadelesinin, bölgesel ve küresel gelişmelerin ülkemize yüklediği ağır sorumluluğun, salgının ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkisinin, Türkiye'nin maruz kaldığı ekonomik güvenlik tehdidinin ve dünya ekonomisiyle birlikte Türkiye ekonomisini de etkileyen olumsuzlukların göz önünde bulundurulması olmuştur. Türkiye, insan sağlığını ve haysiyetini merkeze alan yaklaşımıyla, insani dramlara karşı ortaya koyduğu devlet tavrı, insani destek kapasitesi ve insani diplomasiyle salgın sürecinin yönetiminde yüz akı olmuştur.

 

TÜM DÜNYAYI SARSAN KRİZLER YOKMUŞ GİBİ DAVRANILAMAZ

 

Covid-19'la birlikte, deprem, sel, çığ, heyelan ve orman yangınlarının can ve mal kayıplarımıza yol açtığı ayrıca terörist saldırıların, ekonomi üzerinden yapılmak istenen operasyonların, Suriye'den Libya'ya, Ege'den Doğu Akdeniz'e, Orta Doğu'dan Kafkaslara, egemenlik haklarımıza yönelik saldırıların vuku bulduğu süreçte, Türkiye ekonomisi bakımından, güven ve istikrar içinde sağlıklı bir yatırım, üretim, ihracat ve istihdam zincirinin sürdürülebilirliği önemli hâle gelmiştir. Tüm dünyayı sarsan krizler yokmuş gibi davranmanın, ekonomik güvenliğimizi tehdit eden gelişmelere kör ve sağır olmanın, Türkiye'nin belki de hiçbir ülkenin bu kadar uzun süre maruz kalmadığı terör mücadelesini görmezden gelmenin insafsızlık olacağı hatırdan çıkarılmamalıdır.

 

ALINAN TEDBİRLERLE BUGÜNKÜ SIKINTILAR AŞILACAK

 

Şüphesiz vatandaşlarımız daha fazla refah beklentisi içindedir. Vatandaşlık vecibelerini bihakkın yerine getiren insanımızı çağdaş medeniyet düzeyine ve hatta ötesine taşımak için gayret göstermek hepimizin ortak sorumluluğudur. Salgının etkisinin azaltılmasına ve üretimin desteklenmesine yönelik tedbirlerle bugünkü konjonktürel sıkıntılar inşallah aşılacak, ekonomide sağlanan iyileşmeye de paralel olarak vatandaşlarımızın ertelenen talepleri de karşılanacaktır. 2021 yılına girerken Covid-19 aşısının uygulanmaya başlanıyor olması küresel ekonomide iyimserliğe yol açarken hem salgının sonlanmasına ilişkin olumlu beklentiler hem de reformlara ilişkin çalışmalar, Türkiye ekonomisine olan güveni de artırmaktadır. Ekonomik aktivitede sağlanacak artış yanında, terörle mücadelede aldığımız mesafenin getirdiği huzur ortamı, siyasi ve jeopolitik risklerin kararlı ve çok yönlü dış politika uygulamalarıyla hafifletilmesi, Türkiye'nin bu süreçten güçlenerek çıkmasını mümkün kılacaktır.

 

21. YÜZYILDA TÜRKİYE'NİN BÖLGESİNDE GÜÇLÜ OLMASI MHP'NİN STRATEJİK HEDEFİDİR

 

 Ülkemizi 21'inci yüzyılda, bölgesinde barış ve istikrarın teminatı, uluslararası ilişkilerde söz ve itibar sahibi kudretli bir devlet konumuna getirmek için bütün şartların hazırlanması MHP'nin stratejik hedefidir. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Türkiye'nin lider ülke ve kudretli bir devlet olması yönünde Türk milletinin aldığı önemli bir karar ve attığı tarihî bir adımdır. Yeni sistemle Türkiye, başkalarının ortaya koyduğu bölgesel ve küresel projelerin uygulayıcısı değil millî menfaatlere uygun stratejik kararların senaristi, sözü dinlenen ve üzerine yapılan hesapları bozan bir ülke olmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türkiye parlamenter sistemin prangalarından kurtulmuş, demokrasimiz güçlenmiştir. Kalıcı siyasi istikrar sağlanmış, hızlı ve etkin icra sistematik hâle gelmiş, Türkiye'nin önü açılmıştır. 

 

YENİ SİSTEM TÜRKİYE'NİN ONURLU GELECEĞİDİR

 

Sistem, kuvveler arasındaki güçlü denge ve denetim mekanizması çerçevesinde demokratik kurum ve kurallara uygun bir şekilde işlemektedir. Kim ne derse desin, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi millet vicdanında karşılık bulmuş, kabul görmüştür. Uygulandığı süre içerisinde çevremizde yaşananların, ülkemiz ve milletimiz için oluşturduğu riskler vicdan terazisinde değerlendirildiğinde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sunduğu imkânlarla elde edilen kazanımların önemi de kuşkusuz daha iyi anlaşılacaktır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türkiye'nin onurlu geleceği, Türk milletinin gelecek umudu, Cumhur İttifakı ise Türkiye'yi hür, demokratik ve müreffeh bir geleceğe kavuşturma azmidir.

 

TÜRKİYE KÜRESEL OYUNLARI BOZA BOZA KARARLI BİR ŞEKİLDE YOLUNA DEVAM EDİYOR

 

Siyasi istikrarını sağlamış, etkin bir yönetim sistemi inşa etmiş, askerî ve ekonomik acıdan güçlenen Türkiye'nin, uluslararası ilişkilerde belirleyici rol üstlenmesi dünya barış, huzur ve refahına daha fazla katkı sağlaması da mümkün hâle gelmiştir. Türkiye'nin bölgesel istikrara katkısı, gayrisafi yurt içi hasılasına göre insani yardımda dünyada ilk sırada yer alması bu nedenle tesadüfi değildir. Kendi jeopolitik havzasındaki küresel oyunları boza boza, kararlı bir şekilde yoluna devam eden Türkiye, 2020 yılında tarihi adımlara da imza atmıştır. Bu kapsamda Ayasofya Camisi, Müslüman gönüllerle buluşturulmuş; Karadeniz'de bulunan 405 milyar metreküp doğal gaz rezervi ekonomik güvenliğimizi sağlam esaslara bağlarken önemli bir millî moral kaynağı da olmuştur. 

 

MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLEMİZ SONUÇLARINI VERMEYE BAŞLADI

 

Başlatılmış olan millî teknoloji hamlesinin çıktıları alınmaya başlanmıştır. Başta savunma sanayisi olmak üzere enerji, yazılım, ilaç ve tıbbi malzeme gibi birçok alanda yerli ve millî üretim kapasitemiz artmış; insansız hava ve deniz araçları, gemiler, zırhlı araçlar ve silahların yanında helikopter motoru ve millî otomobilimizin üretim sürecine de başlanmıştır. Dünya çapında birçok enerji, ulaştırma ve sanayi yatırımları devreye girmiştir. Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve çıkarları korunmuş, tehdit ve engelleme girişimlerine rağmen hidrokarbon arama faaliyetleri kararlılıkla sürdürülmüştür. Yürütülen etkili terör mücadelesiyle Kandil'in sesi kesilmiş, yurt içindeki terörist sayısı 300'lü rakamlara düşürülmüştür. KKTC'de Kapalı Maraş açılmış, Kıbrıs Türkü'nün egemenliği pekiştirilmiştir. Otuz yıldır Ermeni işgalinde bulunan Azerbaycan'ın öz yurdu Karabağ kırk dört günde işgalden kurtarılmış, hamdolsun, ezan sesleri yeniden yükselmiştir.

 

TÜRKİYE TEHDİTLERE KARŞI CAYDIRICI GÜÇ OLDUĞUNU GÖSTERDİ

 

Tüm bu gelişmeler Türkiye'nin ve Türk milletinin azim ve kararlılığını, nereden gelirse gelsin tehdit, şantaj ve yaptırımlarla hedeflerinden caydırılamayacak bir güç olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. MHP olarak ekonomi politikalarının merkezine insanı koyan, eşitlik, ahlak ve adalet ilkelerini gözeten bir anlayışla toplumsal refahın artırılmasını öngörüyoruz. Türkiye'nin gelişmesi, daha güçlü ve müreffeh bir ülke olması için Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ruhuna uygun şekilde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü esasında ekonomik ve sosyal olarak süratle yol alabilmemiz için atılacak reformist adımların Türkiye'nin gücüne güç katacağına inanıyoruz. Bunun için hukuk normlarında, vergilemede ve bürokratik işlemlerde yerli ve yabancı yatırımcı için öngörülebilir, bütünüyle kurumsal hâle gelmiş bir yatırım ortamı teşekkül ettirilmesini önemli buluyoruz. 

 

DAHA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE'NİN İNŞASINI HEDEFLEDİK

 

Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünün, insan şeref ve haysiyetinin teminatı kabul ediyor, Türk milliyetçiliği ve demokrasiyi ikiz kardeş olarak görüyoruz. Sosyal ve siyasi ilişkilerde demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işletilmesini asgari bir gereklilik olarak değerlendiriyoruz. "Herkes eşittir Türkiye" anlayışıyla, ülkesi ve milletiyle bir ve bütün olarak daha güçlü Türkiye'nin inşasını hedefliyoruz. Ülkemizin her yerinde huzur ve güvenin temin edilmesini, yüksek standartlı kamu hizmetlerinin her vatandaşımız bakımından erişilebilir olmasını eşitlik ve hakkaniyetin gereği olarak görüyoruz. Türk milletinin ve bütün insanlığın barış, huzur ve refah içinde, insanca yaşayacağı bir dünya idealinin gerçekleşmesi için, kaos ve kargaşadan ibaret olan küreselleşme sürecinin Covid-19 salgınından alınan derslerle insani bir mecraya sokulmasını arzu ediyoruz. Milletimizin başına musallat edilen terör belasından kurtulmak için mücadelenin kararlılıkla sürmesini istiyoruz.

 

ŞER GİRİŞİMLERE KARŞI UYARILARIMIZI YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ

 

Dünyada Türk markası ve patentli ürünlerin yaygınlaşmasından, ülkemizin kendi imkân ve kabiliyetleriyle devreye koyduğu teknoloji hamlesinden gurur duyuyoruz. "Önce ülkem ve milletim" düsturuyla, devletin ve milletin bekasını her şeyin önünde tutuyor, millî kimliğe ve millî varlığa her daim sahip çıkıyoruz. Devletimizi sıkıntıya sokacak, milletimizi hüsrana uğratacak şer girişimlere karşı millî vicdanın sesi olmaya, ikaz ve uyarılarımızı yapmaya devam ediyoruz. Aziz milletimizin huzur ve refahı için gayret ediyor, dik baş, tok karın ve mutlu yarın için çaba gösteriyoruz.

 

TEHDİTLERİ BERTARAF EDİP MİLLİ KAYNAKLARI HAREKETLENDİREREK KÜRESEL GÜÇ OLACAĞIZ

 

2021 yılı bütçesini; yatırımı, üretimi ve istihdamı artırma, eğitim ve sağlık hizmetlerini etkinleştirme, azı çoğaltma, fakiri zenginleştirme ve yoksulu gözetme bütçesi olarak değerlendiriyoruz. Bekamızı koruma kararlılığına, millî ve yerli dirilişe destek bütçesi olarak görüyoruz. Ve nihayet, bu bütçenin, ekonomik ve siyasi gelişmelere uygun tespit ve hedeflerden oluşan, gerçekçi bir bütçe olduğunu düşünüyoruz. İnanıyoruz ki Türkiye, bölgesel ve küresel gelişmelerin dayattığı risk ve tehditleri bertaraf etmeye, fırsat ve imkânları değerlendirmeye ve millî kaynaklarımızı harekete geçirmeye devam ederek 2023, 2053 ve 2071 hedeflerini gerçekleştirecek lider ülke ve küresel bir güç olacaktır. Bunun için Türk milleti ortak paydasında buluşarak Türkiye'nin kutlu geleceğinin inşasına odaklanmak yeterli olacaktır.