Bahçeli: Ergenekon'dan Çıkar Gibi Kuşatmayı Yaracağız

Coronavirüs salgını ve küresel saldırılara maruz kalan Türk Milletinin Ergenekon'dan çıkar gibi kuşatmayı yaracağını ifade eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yükselen milliyetçiliğin etkin gücüyle ihanet kuşatmasını yaran Türkiye'nin hedeflediği 2023'te Lider ülke konumuna yükseleceğini söyledi.

 

CORONAVİRÜS SALGINI TABLOSU AĞIR VE VAHİMDİR

 

2020 yılı zorluklar içinde geçmiş, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada müessif olaylara sahne olmuştur. KOVİD-19 hastalığının sebebiyet verdiği küresel salgın 2020 yılına damga vurmuş, her alanda sıkıntılar ve darboğazlar yaşanmıştır. Dünya genelinde yeni tip koronavirüs vaka sayısı 100 milyona yaklaşmıştır. Sayıları 2 milyonu aşan insan salgından dolayı hayatını kaybetmiştir. Sadece ABD’de ölü sayısı 430 bini bulmuştur. Aslında karşımızdaki tablo ağır ve vahimdir.

 

21 YÜZYILDA MİLLİYETÇİLİK YÜKSELEN BİR DEĞER OLARAK GÜCÜNÜ ARTTIRACAK

 

Görülmektedir ki, salgınla birlikte 21’inci yüzyılın üçüncü on yılının ana güzergâhında ciddi değişimler yaşanacaktır. Yeni bir ekonomik ve toplumsal düzenin emareleri görülmeye başlanmıştır. Dijital devrim bu süreci daha karmaşık hale getirebilecektir. Hayatın akışkanlığındaki yavaşlama doğrudan doğruya sosyal ve siyasal ilişkilere de yansıyacaktır. Küreselleşmenin mağduru olan milyarlarca insan kendi öz değerlerine ve milli kimliklerine sıkı sıkıya sarılacaktır. Doğrudur, milliyetçilik yükselen bir değer olarak cazibesini ve çekim gücünü artıracaktır.

 

TÜRK MİLLİYETÇİLERİ ERGENEKON'DAN ÇIKAR GİBİ YOLUNA DEVAM EDECEK

 

Biz Türk milliyetçileri olarak çağın şifrelerini çözerek, kilitlerini kırarak, engelleri aşarak tıpkı Ergenekon’dan çıkar gibi, tıpkı ileriye atılan akıncılar gibi, iman ve iradeyle yolumuza devam edeceğiz. Önümüzdeki yılların en önemli gerçeği milli devletler ve millet varlığı olacaktır. Güç merkezlerindeki radikal kaymalar, küresel alandaki tehlikeli gelgitler çok kutuplu, dahası çok bilinmeyenli bir dünya denkleminin doğduğuna işaret etmektedir. Bize göre, ABD Kongresi’ne yapılan 6 Ocak baskını tökezleyen hegemonyanın deşifresi, bir dönemin bitişinin resmi, yeni bir dönemin miladının remzidir. Göreve gelen ABD yönetiminin stratejik, diplomatik ve siyasi maksatları ne olursa olsun, hiçbir şey eskisi olmayacaktır.

 

MÜTTEFİKLİK HUKUKUNUN İÇİ BOŞ OLDUĞU GÖRÜLDÜ

 

Türkiye’ye sözde stratejik ortak diyen müstakbel dışişleri bakanının açıkladığı görüşlerinin bizim nazarımızda herhangi bir kıymeti harbiyesi yoktur. Bizimle sözde ortak olanların, terör örgütleriyle özde dostluk kurması insanlık vicdanının, on yıllarca devam edegelen müttefiklik hukukunun esasen ne kadar içi boş ve ham bir hayal olduğunu göstermektedir. Devletler arasında kalıcı dostluk veya düşmanlıktan bahsetmek mantıksızlıktır. Hiçbir ülkeye ille de bizi sevin demiyoruz, en azından çıkarlarımıza ve egemenlik haklarımıza hürmet etmelerini bekliyoruz. Yeni ABD Başkanı’nın akıl sağlığını yitiren Trump’ın hatalarını tekrar etmemesi, iki devlet arasında ittifak hukukuna, yapıcı ve iyi niyetli ilişkilere destek vermesi samimi dileğimizdir.

 

İHANET KUŞATMASINI YARIP 2023 HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ

 

Türkiye güçlü reformlarla, hukuk, demokrasi ve ekonomi alanındaki göz kamaştırıcı iyileştirmelerle adımlarını hızlandıracak, kronikleşmiş meselelerin üstesinden zamanla gelecektir. Bunun yanı sıra 2023’ün Lider ülke Türkiye hedefine hizmet başlıca görevimizdir. Husumet ve ihanet kuşatmasını da milli birlik ve dayanışma azmiyle kıracağız. Hukuk ve demokrasi taviz vermeyeceğimiz değerlerdir. İçimizde sağlam durursak, bir olursak, beraberliğimizi kucaklaşmayla temellendirirsek dış baskılar boşa düşecektir. Al bayrağımızın altında gururla yaşayan, milletimize onurla mensubiyet duyan, bu vatan bizim diyen herkes özbeöz kardeşimizdir. Lokal farklılıklar, fikir ve düşünce hayatındaki çeşitlilikler zenginliğimizdir.

 

SALGIN SONRASI MİLLİ VARLIĞIMIZI STRATEJİK AVANTAJA DÖNÜŞTÜRECEĞİZ

 

Başka Türkiye yoktur. Ne yapacaksak milli birlik ve kardeşlikle yapacağız. Bir olursak, diri olursak, ortak değerlerimizde kenetlenirsek ne zalime ne de zillete boyun eğeriz. Salgın sonrası dünyanın şartlarını analiz edip milli varlığımızı stratejik bir avantaja dönüştürebilir, bu konuda da dünyaya örnek olabiliriz. Demem odur ki, ben, sen yok, biz varız. Hep birlikte Türk milletiyiz, Türkiye’yiz.

 

CUMHUR İTTİFAKI KUTLU BİR GELECEĞİN ROTASINI TAYİN ETTİ

 

Milletler, değerlerini, toplumsal davranışlarını, sahip olduğu kültürel miraslarını nesilden nesile aktararak yeniden üretirler. Bu yeniden üretim, hatta değişim dinamizminin önümüzdeki on yılları nasıl etkileyeceğini, küresel salgının bu etkileşimdeki payının ne kadar olacağını bugünden öngörmek istikbal adına hepimizin sorumluluğudur. Türkiye bu yüzyılın üçüncü on yılını tarihsel nitelikte bir yönetim reformuyla karşılamıştır. Aynı şekilde gücünü milletimizden, ilhamını ecdadımızdan alan Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte kutlu bir geleceğin rotasını yerli ve milli iradeyle tayin ve tespit etmiştir.

 

MİSAK-I MİLLİ VAZGEÇİLMEZ YEMİNİMİZ VE YOL HARİTAMIZDIR

 

Biz nefsimizle fani, ruhumuzla bakiyiz. Devleti ebed müddet, milleti ebed müddet ana fikrimizin banisidir. 28 Ocak 1920’de, Meclisi Mebusan’ın duruşu gibi, 18 Temmuz 1920’de düşman Bursa’yı işgal edip hızla ilerlediği bir sırada Büyük Millet Meclis’inin gizli bir oturumunda üzerine ant içildiği gibi, Misak-ı Milli vazgeçilmez yeminimiz, yol haritamızdır. Türk milletinin ruh kökünde saklı duran tarihi anayasası hiç şüphesiz Misak-ı Milli’dir. Gazi Mustafa Kemal, 13 Ağustos 1923 tarihinde ABD’li bir gazeteciye bunu ifade etmiştir.

 

MİSAK-I MİLLİ'NİN HENÜZ SAYFASI KAPANMADI VE SON HÜKÜM VERİLMEDİ

 

İki gün sonra 101’inci yıldönümünü idrak edeceğimiz Misak-ı Milli’nin henüz sayfası kapanmadı. Tarih henüz son hükmünü vermedi. Coğrafyanın bir asırlık özlemi hala dinmedi. Misak-ı Millî, Kurtuluş Savaşı’nın amaç ve sınırlarını belirleyen ve son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın kararı olarak milli irade şeklinde tecelli eden beka metnidir. Milli ve bağımsız bir devlet kurmak üzere harekete geçmiş olan Türk milletinin akdettiği, birlikte yaşamak üzere anlaştığı tarihsel bir mukaveledir.

 

TÜRKİYE ÇÖZÜLMEDEN HİÇBİR EMPERYALİST HEDEF GERÇEKLEŞEMEZ

 

Misak-ı Milli Osmanlı Parlamentosu kararı idi. Aynı zamanda da TBMM’nin yüksek bir hedefiydi. Bu gerçek bile, Türk devlet zincirinin içiçe geçen halkalar şeklinde devamının çok net kanıtıdır. İngiltere Başbakanı Loyd George, 18 Ağustos 1919’da Avam Kamarası’nda yaptığı bir konuşmada aynen şunları söylemişti: “İmparatorluğun geleceği Türkiye konusunda varılacak çözüme bağlıdır.” Yani Türkiye çözülmeden, çöküşe sürüklenmeden hiçbir sömürge planı, hiçbir emperyalist hedef, hiçbir hain emel gerçekleşemez, hayat bulamaz.

 

TÜRKİYE EBEDİYETE KADAR TAM BAĞIMSIZ OLARAK YAŞAYACAKTIR

 

Diyorum ki, Türkiye var olacak, ebediyete kadar tam bağımsız olarak yaşayacaktır. Hangi çılgın karşımıza çıkarsa çıksın, bu gerçek değişmeyecektir. Misak-ı Milli Mülk-ü Millettir, Millet ise Türk’tür. Misak-ı Milli kararını alan muhterem mebusları, bu uğurda mücadele veren başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aziz büyüklerimizi hürmetle, rahmetle yad ediyorum. Emanetleri emanetimiz, ülküleri ülkümüz, hedefleri ise namusumuzdur.

 

ÜLKÜ OCAKLARI'NIN ŞUŞA'DA İLKOKUL YAPTIRMA HEDEFİ

 

16 Ocak 2021 tarihinde sosyal medya vasıtasıyla bir açıklama yapmıştım. Demiştim ki; “Şayet Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın müsaadeleri olursa, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev de uygun bulursa, bizatihi talimatımla Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından Şuşa’da dokuz derslik bir okulun yapılması hedefimizdir.” Bu okulun isminin Şuşa doğumlu ve Azerbaycan Ulusal Marşı’nın bestecisi Merhum Üzeyir Hacıbeyli olacağını, temelinin de 30 Ocak 2021 tarihinde atabileceğini söylemiştim.

 

ŞUŞA'DA OKUL YAPILMASI ONAYI ÇIKTI

 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in karşılıklı mutabakat ve onaylarıyla Şuşa’ya okul yapma projemiz uygun bulunmuştur. Sayın Cumhurbaşkanlarımıza duyarlılıklarından dolayı yürekten teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Süreç ve projenin her aşaması Sayın Cumhurbaşkanlarımıza bilgi olarak takdim edilecektir. Şuşa’da yapacağımız okul tamamlanır tamamlanmaz Azerbaycan Cumhuriyeti’ne de anında teslim edilecektir. Hayırlı olsun diyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, Meclis çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.